Ahmet Ümit Sözleri

0
6324
Ahmet Ümit Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Ahmet Ümit Sözleri, Ahmet Ümit Sözleri ve Alıntıları, Ahmet Ümit Alıntıları, Ahmet Ümit Kitap Alıntıları, Ahmet Ümit Kitap Sözleri, En Güzel Ahmet Ümit Sözleri, Ahmet Ümit Sözleri Facebook, Ahmet Ümit Kısa Sözleri, Ahmet Ümit Sözleri Twitter, Ahmet Ümit Sözleri Kısa ,  Ahmet Ümit Sözleri Yeni, Kısa Ahmet Ümit Sözleri


     Ahmet Ümit daha çok polisiye türünde eserler veren Türk şair ve yazarlarımızdandır. Sayfamızda Ahmet Ümit sözleri  ve kitap alıntılarını bir araya getirmeye çalıştık. En güzel Ahmet Ümit söz ve alıntılarını bulabileceğiniz sayfamızdan beğendiklerinizi sosyal medya hesabınızdan yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz. 


AHMET ÜMİT SÖZLERİ

Gözyaşları ruhun ilacıdır.

Dünya, rüya içinde rüyadır.

Ölmeden önce ölmek gerek.




Mucizeleri akılla kavrayamazsın.

Gözler anlaşırsa, dil susar derler.

Hakikat paradan daha değerlidir.

Yaşam, kaybetmeyi öğrenmektir.

Herkesin saçmalamaya hakkı var.

İnsan pek de vefalı bir varlık değil.

İnsan ruhunun yarası dikiş tutmaz.

Edebiyat yazılı olmayan anayasadır.

Beklemeyi bilmek en büyük bilgeliktir.

Şu ön yargı, ne kadar güçlü bir duygu.




Deniz diye yazılır özgürlük diye okunur.

Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz.

İnsanoğlu bencil yaratıkların en zekisidir.

Değişimin en büyük düşmanı önyargıdır.

Mantığın bittiği yerde kaos kaçınılmazdır.

Özlemek kutsal ise unutmak da kutsaldır.

Vatan için dökülen kan asla ziyan değildir.

Doğru soru yoksa, doğru cevap da yoktur.

Hiçbir sevda, vatan aşkının yerini tutamaz.

Çaresizlik nasıl da acıtıyor insanın yüreğini.




Bazen insanlardan çok hikâyeleri etkiler sizi.

Rüzgar, sonbaharda hep aynı şarkıyı söyler.

İnsan arkadaşlarına daha özenli davranmalı.

İnsanoğlu, dünyanın en büyük muammasıdır.

Devir, ciğeri beş para etmez adamların devri.

Okumak bazen yazmaya da yöneltiyor insanı.

Bir ateşim yanarım, külüm yok, dumanım yok.

Kuvvete sahip olan, söze ve karara da sahip olur.

Gerçeği bilmek ayrıcalıktır. Mutsuz olma ayrıcalığı.

Ahmet Ümit SözleriBugün mutluluktan müebbet yesek, yarın af çıkar.

Horlanmak, kindar yapar insanları, intikamcı yapar.

İnsanın en zayıf anı kendini en güçlü hissettiği andır.

İnsanoğlu vahşetten hoşlanan acımasız bir yaratıktır.

Toplum çürümüş, neresinden tutsak, elimizde kalıyor.

Yaşadığın şehir özgür değilse sen de özgür olamazsın.

Edebiyat sinemaya göre daha demokratik bir sanattır.

Yaşama bilinci olmayan bir ülkenin tarih bilinci olur mu?

Yağmur yağmadığı için toprak buluttan vazgeçebilir mi?

Bizi bir arada tutan şey, birbirimize olan uzaklığımızmış.

Düşüncelerinizi yenilemeden kendinizi değiştiremezsiniz.

Bu devirde şerefli kalmanın bir tek yolu var; o da ölmek.

Herkesin aynı yalana inanıyor olması, onu gerçek yapmaz.

Her insanın içinde bir yaratıcılık vardır. Bir gün patlayıverir.

Ne doğan güne hükmüm geçer / ne halden anlayan bulunur.

Kuşkusuz hepimizi öleceğiz. Önemli olan, şerefle anılmaktır.

Gece, yaşlı şehirlerin kusurlarını örten kadifeden bir örtüdür.

Her şeyi yaşayarak öğreniyoruz, bu da pahalıya mal oluyor bize.

Başarı insanı şımartır, kendine güvenini artırır, dikkatsiz yapardı.

İktidarı değiştirmek zordur ama daha zoru kültürü değiştirmektir.

Vatan, millet söz konusuysa hayatlarımızın ne önemi olabilirdi ki?

Edebiyat, insana kendi ruhunu gösterdiği için kıymetli bir sanattır.

Ölümü yoldaş seçenlerin ölümden başka kazanacakları zafer yoktur.

Düş, düş ki yerin bu yer değildir, dünyada yükselmek hüner değildir.

Zalimin en büyük başarısı karşısındakileri de zalime dönüştürmektir.

Arkadaşlık iki kişinin birbirini etkileyerek çocuklaşabilme yeteneğidir.

Eşitlik herkese aynı davranmak değil, herkese aynı özeni göstermektir.

Önemli olan baktığın şey değil, baktığın şeyin sende neler uyandırdığı.

Mesele aklın kabul ettiğini, kalbe anlatmaktı. İşte onu beceremiyordum.

Dünya değişiyor, devir değişiyor, insanların değişmesi de normal değil mi?

İnancımız yoksa, düş kuramıyorsak, yaşam büyüsünü kaybetmiş demektir.

Ölümle gerçekleştirilen adalet, ölümü yüceltmekten başka bir işe yaramaz.

Bir tiryakinin öğrenmesi gereken ilk kural çayın tadını şekerle bozmamasıdır.

Kıskançlık nasıl da aklını bağlıyordu insanın. Nasıl da kör ediyordu gözlerimizi.

Zamanından önce büyüyordu bu çocuklar, tıpkı zamanından önce ölecekleri gibi.

Var eden de, yok eden de Allah’tır. O adaleti sever. Kuşku yok ki hüküm onundur.

Demek ki sadece seçimlerimiz değil, rastlantılar da belirliyormuş insanın hayatını.

Yetenekli bir yazar, her fotoğraftaki insanların tek bir bakışından bir roman çıkarır.

Mezarlık güzel olsa ne olur, olmasa ne olur. Orada yatan farkında olmadıktan sonra.

Ölülerden kimseye zarar gelmez. Kötülük, canlılardan gelir, yoldan çıkmış kullardan.

Kimsenin elinde bir metin görünmese de herkesin aklında bir senaryo vardır aslında.

İçimden gelen sese inanırım, ama her seferinde de aynı aptallığı yapıp, onu dinlemem.

Gerçekler her zaman güzel olmayabilir. Bazen de ne kadar az şey bilirsen, o kadar iyidir.

Hayata bir yerinden tutunamazsan, işte o zaman fena. İşte cehennem o zaman başlıyor.

Zalim olarak yaşamaktansa, mazlum olarak ölmenin daha şerefli olduğunun farkındayım.

Bir şehri kılıçla fethedebilirsiniz ama onu gerçekten kazanmanın yolu gönülleri fethetmektir.

Günler o kadar zor, siyaset o kadar çirkefleşti ki, bu hayat, her an içimizdeki şairi öldürebilir.

Sözün anlatamadığını yaşam anlatır. Hakikati öğrenmek için söze değil, yaşama ihtiyaç vardır.

Yoksa boş bir hayalin peşi sıra mı sürükleniyordum, rüzgârın önünde savrulan kuru yaprak misali?

Yol çaredir. Yol aktığı sürece çare tükenmez. Her yol çare değildir, bizi hakikate götüren yol çaredir.

Lafa geldi mi herkes şikâyetçi. Fakat bir şeyler yapalım dediğinizde, önce kendi çıkarlarına bakıyorlar.

Bazen sözcüklerin gizlediği gerçeği, küçük bir mimik, bir anlık bir bakış kolayca ele verebilirdi.

Gizem çoğu zaman önemsizmiş gibi görünen küçük olayların bir araya gelmesiyle çözülürdü.

Ne kadar anlamlı, ne kadar önemli işler yaparsa yapsın, önce insanın kendisinin mutlu olması lazım.

Sadece kendi bildiğini doğru sanma.Ne kadar acayip görünse de başkalarının isteklerine saygı göster.

Şiddeti kullanarak ideal bir toplum yaratamazsın. Çünkü kullandığın yöntem, kendine benzetir seni.

İnsanlar bu kadar mutsuzken, birbirlerini öldürmek için fırsat kolluyorken mesut olmak mümkün mü?

Yaptığı hatanın bedelini ödemeyen insanlar, toplumumuzun felakete sürüklenmesinin baş müsebbibidirler.

Barış insanın içinden gelmiyor.İnsan, öldürmek için gösterdiği çabayı, özveriyi, öldürmemek için göstermiyor.

İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun.

Bu sabah yeniden başladı yağmur; gürültüsüzce, sakin, kendi halinde, sanki bir kadının sessizce ağlayışı gibi.

Bize verilmiş bir tek yaşam vardı; bu armağanı, en yakınlarımız bile olsalar başkaları için harcamaya değer miydi?

Hayat daha güzel olabilirdi. Ah aptal insanlar, ah aymaz insanlar. Mahvedecekler hem kendilerini hem dünyayı.

Karşınızdaki kim olursa olsun, ne kadar haklı olursanız olun, birini öldürmek dünyanın bütün yükünü sırtlamak demekti.

Bizim iyiliğimiz de, kötülüğümüz de karşılıksızdır.Yaptıklarımızın ödülünü de, cezasını da kendimiz veririz kendimize.

Hiç kimse yaşam yolculuğunda başından sonuna kadar tutarlı kalamaz; tutarsızlık, tıpkı ölmek gibi yazgımızda vardır.

Geçmiş adım adım takip ediyor insanı. Vakti saati gelince de sen hazır mısın değil misin diye sormadan çıkıyor karşına.

Farkına varmadan yaşamak, farkına varmadan ölmek. Fakat yaşam, herkese bu ayrıcalığı tanımıyor, ya da bir yere kadar tanıyor.

Ama insanın söz geçiremediği duygular vardır, engelleyemediğimiz düşünceler. Nezaket başkadır, insanın içinden geçenler başka.

Öğrenmenin en iyi metodu dinlemek değil, sormaktır. Dinlerken sadece hafızanızı çalıştırırsınız, sorarsanız mantık da devreye girer.

Kimse saf, kimse masum değildir. Yaşayan kirlenir; önemli olan safiyeti, masumiyeti yaşamın amacı haline getirmektir. Aslolan yaşamdır.

Oysa insan mantık kadar duygudur. Yaşam yalnızca mantıkdan oluşmuş, öyle şeyler vardır ki hiçbir anlamı olmamasına rağmen bizi mutlu eder.

İnsan ne iyidir ne de kötü, hem şeytan vardır içimizde hemde melek. Hangisini uyandırırsak, hangisini beslersek, o ele geçirir ruhumuzu.

Bazı insanların gönül dağarcığı küçüktür, bir testi suyla doyar; bazı insanlarınki ise sonsuzdur, okyanuslar bile onların susuzluğunu gideremez.

Çünkü her çocuk bir umuttu. Ve yaşam ne kadar acımasız, insanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar; onları kendilerinden başka kurtaracak kimse yoktu.

Korkaklar doğal suçlulardır. Hakikatle yüzleşmek yerine, onu görmezden gelirler. Sanki üzerlerine vazifeymiş gibi olanı biteni örtbas etmeye çalışırlar.

Hayvanları gerçekten de çok seviyorum. Hepsini, her türünü. En acımasızı bile insandan daha zararsız. İnsandan daha içten, daha masum ve daha az yıkıcı.

İnsan kendini bilmeli… Erdemli olmanın ilk koşulu budur. Erdemli yurttaşlar öncelikle kendilerini kandırmamalı ki toplumu da hayal kırıklığına uğratmasınlar.

İnsan, tarihin rüzgârı karşısında, okyanusa düşmüş bir ceviz kabuğu gibidir. Ne kadar şuurlu davranmaya çalışırsa çalışsın, kaderi dalgaların insafına kalmıştır.

Çünkü biz katil olmak yerine kurban olmayı seçtik. Çünkü bizim düşmanımız kötü insanlar değildir, kötülüktür. Bizim düşmanımız zulmeden insanlar değildir, zulümdür.

İlim, her zaman hükümdardan daha güçlüdür. Daha uzun ömürlü… Bu toprakların tarihi, ilmin önemini kavrayamayan nice mağlup hükümdarların hikâyeleriyle doludur.

Yaşam o kadar zengin, o kadar güzel, o kadar fazla ilgi alanıyla dolu ki, bir insanın mutluluğunu bir başka insanın davranışlarıyla sınırlaması bana çok saçma geliyor.

Bazı insanlar karanlık bir kuyu gibidir, yanında yıllar geçirseniz bile tanıyamazsınız, bazı insanlar ise açık kitap gibidir, daha ilk gördüğünüz anda anlarsınız. Onlar kendilerini gizlemeye gerek duymazlar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.