İbrahim Tenekeci Sözleri

0
10858
İbrahim Tenekeci Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: İbrahim Tenekeci Sözleri, En Güzel İbrahim Tenekeci Sözleri , İbrahim Tenekeci Sözleri ve Alıntıları, İbrahim Tenekeci Kitap Alıntıları, İbrahim Tenekeci Kitap Sözleri, İbrahim Tenekeci Alıntıları,  İbrahim Tenekeci Sözleri Yeni, Şair Sözleri, Kitap Alıntıları, İbrahim Tenekeci Sözleri Facebook


Sayfamızda 1970 yılında Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde dünyaya gelmiş olan İbrahim Tenekeci sözleri ve kitap alıntılarından en güzellerini bir araya getirmeye çalıştık. Şair ve deneme yazarı olan İbrahim Tenekeci sözlerinden hoşunuza gidenleri sosyal medya hesaplarınızdan yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz.


EN GÜZEL İBRAHİM TENEKECİ SÖZLERİ

Göç alan şehirler gibi gözlerin.

İnsanlık öldükçe nüfus artıyor.

Nur içinde yatsın o kırık heves.




Yoruyor, yaralıyor dünya işleri.

Bizde yaralar sarılmaz, saklanır.

Dünya küçük demişlerdi, nerdesin?

Cana yakın bir ölüm, yaşlılık bu mu?

Sen, hangi kıssadan düştün hisseme?

Kalbe dokunmayan her şey eksik kalır.

Yaşlılık, ölümün tadını çıkarmak olmalı.

Aklınız neredeyse, ahlakınız da oradadır.

Ağzın tat görmesin hayat, kandırdın beni.

Ve mirastan güzeldir babadan kalma öğüt.




Zor tutuyorum kendimi, dökülmemek için.

Bizler misafiriz  ve dünya, misafir terlikleri.

”İntihar, can alıcı bir konudur”, dedim. Güldüler.

Hava soğuyunca, gölge veren ağaçları unutursun.

Bazen oluyor; Kaçmak değil de, gitmek duygusu.

Ölüp kurtulmak, dünya için en doğru teşhis olmalı.

Namaz beş vakit, ahlak ise yirmi dört saat farzdır.

Şiirler yazdım zoruma gitsin diye diyecektim, demedim.

Hayat, ölecek olanların ölenlere ağlamasından ibarettir.

Profesyonel kötülerle amatör iyilerin kavgasının içindeyiz.




Yalnızca yalnızlık soruyor beni, sadece şiire sözüm geçiyor.

Mümkün olsa, ömrümüzü uzatmak için canımızı vereceğiz.

Anneler güneştir ve güneşin vurduğu yerde yaşamak biter.

Dünyaya ait hiçbir şey, kardeşlikten daha kıymetli değildir.

Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır.

Düzgün ve temiz bir hayat, bütün kötü planları alt üst eder.

Yarı yolda bırakılmak diye bir şey yoktur, yol orada bitmiştir.

Sükûtun konuşma yerine geçtiği hâller vardır.O hâller ne güzeldir.

Uçsuz bucaksız bir dolaptır dünya. Bizler onun sayısız çekmecesi.

İbrahim Tenekeci SözleriKırgınım. Ve bunun ne anlama geldiğini henüz ben de bilmiyorum.

Irmağın akıp gitmesini beklersek; gözlerimiz geçer ancak karşıya.

Bir insanı yaşamıyorken görmek, ölürken görmekten daha acıklıdır.

Güzel söz, sadece yılanı değil, iyi şeyleri de saklandığı yerden çıkarır.

Herkesin uzağında, o ışıksız evlerde kapı altından giren soğuk gibisin.

Önceden kış beyaz olurdu. Şimdi kışa kara diyorlar, eşyaya ise beyaz!

Gidecek yerim yok, gitmekten başka. Omuzumda kol geziyor, yalnızlık!

Daima aklımızda bulunsun: Doğruların gözle görülmeyen orduları vardır.

Dizlerimizi kırıp kaderin karşısına oturduk, Ne diyecek, merakla bekliyoruz.

Çocukları politikacıların ve reklamcıların erişemeyeceği yerde saklamalıyız.

İbrahim Tenekeci SözleriGönül rahatlığıyla peşinden gidebileceğimiz kaç insan varsa, işte o kadarız.

Birbirimize küsmüş gibiyiz. Demek ki, sözden daha kıymetli bir yere geldik.

Kendinizi zor tuttuğunuz anlar vardır. Olgunluk, işte o noktadan sonra başlar.

Kimseyi kıramam ben kendimden başka. Dümen bile kıramam incinir diye rota.

Gerçi söylenmez böyle şeyler ulu orta, aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim.

Gam çekme gönül, konuşulmayanı da bir bilen, söylenmeyeni de bir duyan var.

Anladığım kadarıyla hayat, kimseyi memnun etmeyen şiir antolojilerine benziyor.

Herkes bir parçamı alıyor hatıra diye. Çöpçü çöpümü, dünya vaktimi, ve ölüm beni.

Kendimi de koysam ayağımın altına yine de yetişemiyorum ey aşk, omzunun hizasına.

Sadece birini okudum ama dört kitapta yeri var; insan ölümlü. Ey ölüm, lafını unutma.

Kadın insanı rezil de etmez vezir de,  sen ne olmak istersen sana yardımcı olur sadece.

Bilmezdim aşksız yürek ağacın yaprakları döküldüğünde çıplak kalan yuva kadar ürkek.

Ahlaksızın ahlak, haksızın hak, zalimin merhamet dersi vermeye çalıştığı günlere geldik.

Ahlak meclisine nezaket ile girilir. Nezaket, mümini diğerlerinden ayıran özelliklerden biridir.

Yeryüzünde insana en çok benzeyen şey kibrit çöpüdür. Çünkü her ikisi de kafa tutunca yanar.

Var’la yok arasında yaşanır bazen aşklar. ‘Gel’ demeye hayat izin vermez. ‘Git’ demeye kalbin.

Modern zamanlar, uzakları yakın kıldı. Buna karşılık, en yakınımızdaki şeylerin uzağına düştük.

Dağıtmıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi. Ve ben hala yarın güzeldir diyorum, kalmasa da albenisi.

Kalp, insanın ana yurdudur, baba ocağıdır. Bu topraklar da iyiliğin, merhametin ve şefkatin ana yurdudur.

Bir araba kırmızı ışıkta geçti dediğimiz zaman, bu nesir olur. Şiir ise şudur: kırmızı ışıkta geçen gemiler.

Artık her insanın son kullanma tarihi var. Çünkü karşımızdakine insan olarak değil, imkân olarak bakıyoruz.

Fedakârlık, karşılıklı olur. Biri ‘feda’ ederken, diğeri ‘kâr’ ediyorsa, bunun adı başka bir şeydir ve iyi değildir.

Arkamızda veya önümüzde değil, yanımızda duracak insanlara ihtiyacımız var. Ancak onlarla safları sıklaştırabiliriz.

Özlediğim veya heves ettiğim dünya ile içinde bulunduğum dünya arasında, kabul etmek gerekir ki dünya kadar fark var.

Dünyalık karşısında değişmelerine rağmen, hala dünyayı değiştirme iddiası içindeler ve gerçekten de acınacak haldeler.

Önceden, manzara olsun diye evlerimizin önüne ağaç dikerdik. Şimdi manzaranın önünü açmak için dikili ağaçları kesiyoruz.

Edebiyat, reklam ajansı ya da kâr payı dağıtan bir şirket değildir. Edebiyatı böyle görenler, bir müddet sonra görünmez olurlar.

Kadim kurallarımızdan biri de şudur: ‘Dilini tutan kurtuldu.’ Çünkü dilimiz, bizi, şu ikisinden birine götürür: Saadet yahut felaket.

Yazmak, faniliğin saldırısına karşı, bazı yetenekli insanların gösterdiği reflekstir. Refleks ne kadar güçlü olursa, refleks sahibi o kadar uzun yaşar.

Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin. Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, Hatta insan bile olabilir.

Mevsimlerden keder mi, söyle. Ne giysem yakışmıyor uçurumlardan başka. Dağıtamıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi. Ve ben hâlâ yarın güzeldir diyorum, kalmasa da albenisi.

Dünyanın dilini bilmiyorum ve öğrenmeye de niyetli değilim.Çünkü bu dil,az harf ve çok rakamdan oluşuyor. Rakamlar ağırlık yapar.Bize söylenen ağırlıklardan kurtulup öyle gelmemiz yahut gitmemiz.

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.