İlber Ortaylı Sözleri

0
7033
İlber Ortaylı Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: İlber Ortaylı Sözleri, İlber Ortaylı Sözleri ve Alıntıları, İlber Ortaylı Alıntıları, En Güzel İlber Ortaylı Sözleri, Etkileyici İlber Ortaylı Sözleri, İlber Ortaylı Cahil Sözleri, İlber Ortaylı Kısa Sözleri, İlber Ortaylı Sözleri Yeni, 


Güzel sözler sitemizde bu sayfayı Türk Tarih Profesörü olan İlber Ortaylı sözleri ve alıntılarına ayırdık. Sayfamızda yer alan sözleri sosyal medya hesabınızda yayımlayabilir mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz.


EN GÜZEL İLBER ORTAYLI SÖZLERİ

Tarihçinin ihtisası olmaz.

Türkler umumen tembeldir.

Spikerler Türkçe konuşmayı bilmiyor.




Televizyona çıkıp konuşan yandaşlar cahil.

İyi muâmele edildiği yerde azınlıklar erirler.

Karadenizli müteahhitler, Mısır uzmanı oldu.

İhtilâlle demokrasi öğrenmek marifet değildir.

150 tane müşaviri var, bir tanesi bir şey bilmiyor.

Bir toplum, iyi tarih yazıyorsa rafine bir toplum olur.

Atatürk döneminde Avrupa’da demokrasi falan yoktur.

Tarih kâğıtla ve sözle olmaz, coğrafyayı bilmek gerekir.

Vergi toplayamayan devlet, devlet vasfına sâhip değildir.

Türkler olmadan bir dünya tarihi yazmak mümkün değildir.




Kanuni’yi sevmek için Atatürk’e düşman olmaya gerek yok.

Öyle bir hava vardır; esaret gören kimseler, başkalarını ezmeyi sever.

Yeni Türkiye diyen ya megalomandır ya tamamen cahildir ya da tımarhaneliktir.

İkinci Dünya Savaşı, cephede öldürdüklerinden çok, geride yaşayan ölüler bıraktı.

Bugün müzede düğün yapılmasına izin veren görevli, yarın müzede çamaşır yıkar.

Birinci Roma çok tanrılıydı. İkincisi Hristiyan’dı. Üçüncüsü Müslüman olamaz mıydı?

Toplumun geri kalmışı, insanlarını yeteneğine göre değerlendiremeyen toplum demektir.

İlmin ve sanatın yüzde 70’i pösteki saymak gibi sıkıntıdır, yüzde 30’u keyifle yapılır ancak.

Türkiye’de temel problem şu: Bilgili olanların yetkisi yok, yetkisi olanların çoğunun da bilgisi yok.

Bizim hayali Türk kahramanlara ihtiyacımız yok; her devirde, coğrafyanın her yerinde varız zaten.





Bizim Milli Eğitim camiamızı yönlendiren adamlar köylüdür. Bunların yüksek bir kültürü yoktur.

Okumadan yapılan siyaset tehlikelidir, belediyeciliğe benzemez. Teferruatın bilinmesi gerekir.

Cahillik hiç ayıplanacak bir şey değildir hatta cahil tutarlıdır kendi içinde. Kötü olan yarı cahillerdir.

Osmanlıca, sadece Türkçenin Arap harfleriyle yazılmasıdır. Bunun ayrı bir dil olamayacağı çok açıktır.

Birileri çıkmış yakın tarih öğretilmiyor diyor. Yakın tarih değil kardeşim, çocuklara önce tarih öğretilmeli.

Osmanlıca bilmeyen Tarihçiler İngilizce bilmekle övünüyor. Bre cahiller! Osmanlıca bilmeden Tarih olur mu?

Küçük Asya denen kıtanın üzerinde Türk devletlerinin kuruluşunun hazmedilemediğini çok açık görürsünüz.

Tarihte hiç bir ülke Gazze kadar küçük yüzölçümüyle bu kadar büyük bir trajedi ve acı yaşamış değildir.

Her nefis ölümü tadacaktır ayetini bankalara ve makam koltuklarına yazmalı. Tabutlara mezarlıklara değil.

Tarihimizi düzeltilmesi zor hatalarla inşa etmekten kaçınmalıyız. Heyecan değil; düşünmek, planlamak lazımdır.

Okuma özrü, gevezelik özründen geliyor. Türk toplumu konuşmayı seviyor, her şeyi konuşarak hallediyor.

1950 öncesinin tek partisinden bahsetmek artık politika kürsülerinin değil, 20. Yüzyıl tarihçiliğinin işi olmalıdır.

Kitabe okumak, eski Türkler arasında bir spordur; şimdi de olabilir fakat anlaşılan o ki yeni Türklerin başka merakları var.

Türkiye’de yaşayıp ‘ben Türk değil, Kürt’üm’ diyebilir, ne var bunda. Şimdi o Kürt oldu diye ben mi Türklük’ten çıkacağım?

En utanılacak yönümüz tarih yaptığımız halde tarih öğrenmemek, tarih yazmamak konusundaki cahilce ısrarlarımız.

Türklerin son iki asrı bütün Doğu dünyasında ve Balkanlar’da dikkatle gözden geçirilmesi gereken büyük bir tarihi yolculuktur.

Avrupa dünyasına Türkler dahil miydi? Coğrafya olarak evet, ama Avrupalılığı oluşturan en göze batan olumsuz unsur Türklerdir.

Her şeye bulaşmayın. Bunu gazeteler çok yapıyor. Kendine göre yeni Türkiye kuruyorlar. Bok kurarsınız. Güldürmesinler adamı.

Birbirlerini tanımayan, birbirlerinden şüphe eden kitlelerin bulunduğu yerde ne sulhüsalah yani barış, ne de onurlu bir eşitlik olur.

Eğitim seviyesi arttıkça, bizim oylar azalıyor’ cümlesini kuran bir anlayıştan, ülkeyi aydınlık yarınlara taşımasını beklemek ahmaklıktır.

Atatürk devrinde tahılla beslenen; incir, üzüm satarak geçinen Türkiye, ufku ve vizyonu itibariyle bugünkünden çok daha ilerideydi.

Türkler teşkilâtlanma yeteneği yüksek, askeri bir toplumdur. Yani ‘Her Türk askerdir’ sözüne gülerler ama beğenin beğenmeyin bu doğrudur.

Türkiyeli bidon bir kavramdır. Çeviremezsiniz, bundan bir üst kimlik de yaratamazsınız. Sağa sola bakarak bu tür kavramlar kullanamazsınız.

Herkese yüksek tahsile kadar eğitim verirsen olmaz. Dolayısıyla bu uyduruk üniversite, uyduruk lise eğitimiyle yarı cahil bir nesil yetiştiriliyor.

Türkler teşkilâtlanma yeteneği yüksek, askeri bir toplumdur. Yani ”Her Türk askerdir” sözüne gülerler ama beğenin beğenmeyin bu doğrudur.

Amerikalılar tarihi iyi yapıyorlar ama tarih yazan bir geçmişleri yok. Türkler de tarih yazdı ama film çeviremiyor. Hollywood endüstrimiz yok çünkü.

Cumhuriyet monarşiyi, hükümdarlığı reddedecek ve tenkit edecektir; bu kaçınılmazdır. Fakat bizde maalesef bir müddet sonra ölçü kaçırılmıştır.

Enteresandır ve doğrudur, hafızası olmayan toplumların nerelere gideceğinin, sürükleneceğinin, dahası neler yapabileceğinin hesabı olmaz.

Her devşirme öyle bazılarının sandığı gibi zorla alınmaz. Hatta bazı fakir köyler çocuklarının bu yolla kurtulacağına, yükseleceğine inanarak gönüllü olurlar.

Fikir, sanat, eğitim, sanayi, tarım, adalet. Her konuda müthiş bir sefalet içindeyiz. Elimizde duble yollar, avm’ler ve lüks rezidanslardan başka bir şey kalmadı.

Kendisi İngilizce bilmediği gibi, Türkçe de bilmiyor. Yaşadığı bir toplumun kültüründen haberi olmayan bir yazar, Nobel de alsa doğru eserler ortaya koymaz.

Ortadoğu dünyası romantizmle veya buluğ çağı bebesinin kinciliğiyle yanaşılacak bir saha değil. Çünkü bilsek de bilmesek de; istesek de istemesek de Ortadoğu’dayız.

Bulgaristan Halk Cumhuriyeti 300 bin Türk’ü bir anda sınırlarının dışına atmış; Edirne’de sınır kapısının önüne yığarak, ”Gelin, halkınızı alın” demiştir. Nitekim aldık da.

Türk kimliği ve şuuru; tarih kitabı okuyarak, tarihi piyes seyrederek, tarihi film çekerek veya şiirle, müzikle oluşmuş değildir. Doğrudan doğruya kan, ateş ve kavga ile oluşmuştur.

Besleyemeyeceği nüfusu üretmek çok ağır bedeli olan toplumsal bir hatadır. Zira, eğitilemeyen ve beslenemeyen göçmen kalabalıklar eninde sonunda marjinal cemaatlere dönüşürler.

Türk ordusu ricat etmeyi bilmezdi. İlk defa ricat etmeyi İstiklal Savaşı’nda öğrenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın harp tarihimizdeki büyük katkısı düzenli geri çekilmeyi öğretmesidir.

İlk meclisin farklı dünya görüşlerine sahip mebusları bir amaç etrafında toplanmışlardı. Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerinin kurmak istedikleri dünya ve düzen Türkiye’de kabul edilmeyecekti.

Bazen insan nasıl bir iş başardığının farkında olmaz. Keza o gün(Malazgirt Savaşı) Alparslan’a sorsanız on sene sonra Türklerin Sivas’a, iki yüz sene sonra da Balkanlara açılacağını bilemezdi.

Türkler Avrupalıların sevmediği bir unsurdur. Bu çok açıktır. Çünkü Türkler militan bir kökene sahiptir, askerdir. Yani İranlılar gibi, Araplar gibi Müslüman, pitoresk, literatürü sevilen, egzotik bir unsur değildir.

İslam aleminde Türkler için bir model yoktur; çünkü biz modern bir dünyada muasır bir medeniyeti hem benimsemek, hem de onunla kavga ederek tarihimizi ve kimliğimizi korumak zorunda olan bir milletiz.

Laiklerin hiç dünyayı gezdiklerini ve iyi okuduklarını zannetmiyorum. Türkiye’de eğitim herkese verilir ama kalitesiz olarak verilir. Bir toplumu dejenere etmek istiyorsan yarım eğitim vereceksin. Maalesef biz öyleyiz.

19. ve 20. yüzyıllarda Japon dediğiniz, Avrupalıya benzemek için önce gözünü ameliyat ettirerek işe başlamıştır. Bu ameliyatlar halen devam ediyor. İranlı hanımlar arasında da burun ameliyatı yaygın, bizde de sarışınlık.

O ona bugün Alevi der, öbürü de kalkar başka bir şey der. Türkiye kıtasındaki insanların bu ayrımları kristalize olmamıştır. Fakat, erimiş bitmiş de değildir. Öyle kötü huylara başlarsanız, herkes herkesi öyle bir giydirir ki şaşarsınız. Binaenaleyh çenenizi kısacaksınız.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.