İmam-ı Azam Ebu Hanife Sözleri

0
12217
İmam-ı Azam Ebu Hanife Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: İmam-ı Azam Ebu Hanife Sözleri, İmam-ı Azam Sözleri, Ebu Hanife Sözleri, En Güzel İmam-ı Azam Ebu Hanife Sözleri, Kısa İmam-ı Azam Ebu Hanife Sözleri,


Güzel sözler sitemizde İmam-ı Azam Ebu Hanife sözleri bir araya getirilmiştir. Sayfamızda yer alan sözleri sosyal medya hesaplarınızda yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz. Bizlere yorum bölümünden ulaştırarak görüş ve önerilerinizi belirtebilirsiniz.


İMAM-I AZAM EBU HANİFE SÖZLERİ

Ölümü çokça hatırla!

İşlerinde aceleci olma!

İnsanların sırlarını açığa vurma!




Hocaların için dua ve istiğfarda bulun!

Ezan okunduğunda hemen mescide koş!

Gereksiz yere çarsıya  pazara sıkça çıkma!

Her halükârda beyaz, açık renkli elbise giy!

Çok gülmekten sakın, çünkü o kalbi öldürür.

İlim meclislerinde kızma, kendini bilgisizlerle ölçme!

Avam arasında ne gül ne de tebessüm et, yılışık olma!

Ancak ağır başlı bir şekilde yürü! Hoppa ve kaypak olma!

Bilgisiz kişilerle özellikle dinî konularda tartışmaya girme!

İpek ve ipek karışımı elbiseleri giyme, ahmaklığa yol açar.




Hakk’ı söyleme konusunda sultan dâhil hiç kimseden korkma!

Yalnız kaldığında olduğu gibi insanların yanında da Allah’ı zikret!

Şaşarım şu kimselere ki, zanla konuşurlar ve onunla amel ederler.

Olgunluğa erişmemiş yeni yetişmelerle çok konuşma, senli benli olma!

Günah işlemeyi zillet; günahı terk etmeyi mürüvvet gördüm ve bildim.

Kabirleri, ilmi ile amel eden zatları ve mübarek yerleri çokça ziyaret et!

Yol ortasında oturma. Yok illâ da oturacaksan hiç olmazsa mescidlerde otur.

Kulların birbirlerine karşı işledikleri suçlar, kendileri için bir zulümden ibarettir.

Eshab-ı kiramdan bize gelen, bildirilen her şeyin başımızın üstünde yeri vardır.

Her kim sana soru sorarsa sadece sorusuna cevap ver! Meseleyi fazla dağıtma!




Tartışma kurallarına uymayanlar ve çıkar elde etmek için tartışanlarla tartışma!

Sokaklarda, mescitlerde yiyip içme! Yol kenarlarındaki çeşme ve sulardan su içme!

Talebelerine, sanki onlar senin çocuklarınmış gibi eğil ki onların ilme arzuları artsın.

Her daim Allah’tan kork, emaneti eda et, seviyeli seviyesiz tüm insanlara nasihat et!

Mecbur kalmadıkça alışveriş işleriyle uğraşma! Bu islerini güvendiğin kişilere gördür!

Konuşurken bağırıp çağırma! Lüzumsuz yere sesini yükseltme! Sakin ve ağırbaşlı ol!

Eğer bilmediklerim ayağımın altında olsaydı, başım göğün en yüksek katına değerdi.

Her ay oruç tutacağın belirli günlerin bulunsun. Bu konuda başkaları seni örnek alsın.

Biri arkandan çağırınca ona kulak verme! Çünkü arkalarından ancak hayvanlar çağırılır.

Gençliğinde hep ilimle uğraş! Çünkü gençlik, gönlün ve zihnin boş ve temiz olduğu andır.

Dine davetin dışında heva ve heves ehli ile düşüp kalkma! Oyun oynama! Sövüp sayma!

Bir toplum seni öne geçirmedikçe ne namazda ne de başka işlerde onların önüne geçme!

Namazlardan sonra kendine ait bir virdin (Allah’ı zikir, şükür, Kur’an tilaveti ve dua) olsun.

Eşyalarını rastgele insanlara değil, güvendiğin kişilere teslim et! İşlerini de onlara gördür!

Avamın (sıradan seviyesiz ve bilgisiz insanların) arasında, sorulmadan rastgele konuşma!

Hiç kimseyi küçük görme! Kendi vakarını tanıdığın gibi başkalarının vakar ve haysiyetini de tanı!

Dünyalıklarına ve bulunduğun hâline güvenme! Çünkü Allah tüm bunlardan seni hesaba çekecektir.

Bir kimsenin ilmi, kendisini Allah’ü Teâlâ’nın yasaklarından men etmiyorsa, o kimse büyük tehlikededir.

Kendini kontrol et, başkalarını gözet ki ilmin ile hem dünyan hem de ahiretinden yararlanılsın.

Cimrilikten sakın! Aç gözlü ve yalancı olma! Saçmalama! Her işinde mürüvvetini, insanlığını muhafaza et!

Dünyaya çokça haris olma, gönül zenginliği içinde ol! Fakir olsan bile kanaatkârlığını, gönül zenginliğini ortaya koy!

Avamın ve tacirlerin yanında ilme ve dine ait olmayan sözlerden kaçın ki mala rağbet ve sevgin üzerinde durulmasın.

Senden başkalarının yaptığından daha çok ibadet ve taatte bulunmaya çalış ki ilmin meyveleri üzerinde görülsün.

Seninle istişare edenle sen de istişare et! Ancak rastgele insanlarla değil, seni Allah’a yaklaştıracağını bildiğin kişilerle.

Devlet başkanı sana bir mesele arz ettiğinde, söylediklerini kabul edeceğine kani olmadıkça o meseleyi çözmeyi kabul etme!

Allah’ü Teâlâ, kendisine şükür ismini vermiştir. Çünkü Allah’ü Teâlâ, iyiliği ödüllendirir. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.

Allah için, hep göründüğün gibi ol! Nasılsan öyle görün! Tartışma anında korkak olma! Yoksa bildiklerini karıştırırsın, dilin tutulur kalır.

Kazançsız ve azıksız on yıl da kalsan ilimden yüz çevirme! Çünkü ilimden yüz çevirdiğinde maişet derdi, geçim sıkıntısı sana musallat olur.

Evlilik hayatının tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma gelmedikçe evlenme! Önce ilim talep et, sonra helal mal kazan, sonra da evlen!

Şu adinin bayağısı olan dünyayı hep hakir gör, geçici olduğ­unu aklından çıkarma! Allah katında olanın daha hayırlı ve daha kalıcı olduğunu unutma!

Bir kimse fıkıh bilmez, fıkhın kıymetini ve fıkıh âlimlerinin değerini bilmezse, böyle âlimlerle oturmak kitaplarını okumak, fıkıh öğrenmek kendisine ağır gelir.

Dinin alışveriş kısmını bilmeyen, haram lokmadan kurtulamaz ve ibadetlerin sevabını bulamaz. Zahmetleri boşa gider ve azaba yakalanır ve çok pişman olur.

Ancak ilmi bir ihtiyaçtan dolayı devlet başkanı ile yakın ilişki içinde ol! Onun yanında ateş içerisindeymiş gibi ol! Çünkü sultan kendisi için istediğini başka hiç kimse için istemez.

Bu öğütlerime sarıl ki Allah’ın izni ile önünde sonunda ondan faydalanasın. Beni de duandan unutma! Ben ancak senin ve Müslümanların maslahatları, yararlanmaları için bu tavsiyeleri yaptım.

İnsan, her şeye şifa veren tek varlığın Allah’ü Teâlâ olduğuna inanır; bununla beraber derdine deva olması için ilaç kullanır. Çünkü ilaç bir sebeptir. Şifasını verecek olan ise Allah’ü Teâlâ’dır.

Din ilminde konuşan kimse, Allah’ü Teâlâ’nın kendisine: Benim dinimde sen nasıl fetva verdin, nasıl söz söyledin? sualini sormayacağını zannediyorsa, kendisine ve dinine gevşeklik etmiş olur.

Allah’ü Teâlâ bize, insanların mümin olanlarını sevmemizi, onlara karşı saygı beslememizi ve asla kırıcı olmamamızı, kalplerinde ne sakladıklarını bilemiyeceğimizi, hareketlerimizi buna göre ayarlamamızı emretmiştir.

Mümin, Allah’ü Teâlâ’nın kendisini devamlı denetlediğini bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde veya herkesin yanında olsun, mutlaka Allah’ü Teâlâ’nın onu denetlediğine inanır. Krallar ve sözde büyük adamlar ise, ne gizli ve ne de açık bir yerde herhangi bir kişiyi denetleyemezler.

Âlimleri bulunan bir yere vardığında orada sadece sen varmış havasına bürünme! Halkı etrafına toplayıp çekip çevirmeye kalkışma! Onların hocalarına dil uzatma! Lüzumsuz ve yersiz tartışmalara girme! Delilsiz, kaynaksız konuşma! Onlardan biriymiş gibi ol! Yoksa sana haset ederler.

Mümin, Allah’ü Teâlâ’nın kendisini devamlı murakabe ettiğini bilir. Kimsenin bulunmadığı bir yerde veya herkesin yanında olsun, mutlaka Allahü teâlânın onu kontrol ettiğine inanır. Krallar ve sözde büyük adamlar ise, ne gizli ve ne de aşikar bir yerde herhangi bir şahsı murakabe edemezler.

Mümin, Allah’ü Teâlâ’dan korktuğu kadar hiçbir şeyden korkmaz. Şiddetli bir hastalığa yakalanır veya feci bir kaza veya belaya uğrarsa, gizli veya açık; ”Ya Rabbi, bana bu belayı neden verdin?” diye şikayetçi olmaz. Tersine hastalığa, belaya ve kazaya rağmen Allah-ü teâlâyı anar ve şükreder.

İnsanların hatalarının ardına düşme, aksine onların güzelliklerini gör! Ancak dinî konularda hatalarını gördüklerini diğer insanlara bildir ki ondan sakınsınlar ve ona uymasınlar. Bu konuda hiç kimsenin makam ve mevkisinden çekinme ki hiç kimse dini bozmaya, bidatleri hortlatmaya cesaret edemesin. Çünkü Allah bu konuda senin ve dinin yardımcısıdır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.