Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri

0
6024
Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Kahraman Tazeoğlu Sözleri, Kahraman Tazeoğlu Alıntıları, En Güzel Kahraman Tazeoğlu Sözleri, Kahraman Tazeoğlu Sözleri Facebook, Yazarlar ve Sözleri, Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri, En Güzel Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri, Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri 2020, Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri Yeni, Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri Kısa, Kahraman Tazeoğlu Aşk Özlü Sözleri 


Sayfamızda Kahraman Tazeoğlu sözlerinden aşk sözlerini bir araya getirmeye çalıştık. Kahraman Tazeoğlu aşk ve yalnızlık üzerine roman ve şiirler yazmış yazarımızdır. En güzel Kahraman Tazeoğlu sözlerinden beğendiklerinizi sosyal medya aracılığıyla veya mesaj yoluyla sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz.


KAHRAMAN TAZEOĞLU AŞK SÖZLERİ

Bak hala aynı şarkıda irkiliyoruz.

Değişme! Sen en çok senken güzelsin.

Çünkü ben aşığım. Benden her şeyi bekle!




Hayır. Yalnız değilim, tıklım tıklım sensizim!

Sevmek sevilmek bir yana, ben anlaşılmak isterdim.

Sol yanıma yatsam seni uyusam hep rüyada kalsam.

Beni ben geçe ordaydım işte bekledim sen gelmedin!

Usta! Hiçbir gidiş aşk kadar suçüstü yakalanmıyor kalbe.

İçinde ”keşke”ler taşıyan aşk, kimseye mutluluk getirmez.

Aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk.

Beni benden aldığından, seni özlerken kendimi de özlüyorum.

Çünkü ayrılıklar da sevdaya dahil, Çünkü ayrılanlar hala sevgili.

Aslına bakarsanız aşk diye bir şey yoktur; ta ki onu bulana kadar.




Sakın geri gelme. Açılacak bir yaraya daha yer kalmadı kalbimde.

Gözlerimden akan ne ki? Sen daha içimdeki okyanusu görmedin ki.

Aşkı aşk yapan onu bulmak değil, doğru zamanda doğru kişide bulmaktır.

Gözlerini gözlerime çakıp içime daldı. Baktığıydım ama gördüğü değildim.

Başka bir eli tutarken yaşayacağın huzursuzluğun olarak kalacağım sende.

Önce vardın. Hiç kimseye benzemiyordun. Şimdi yoksun, herkes gibi oldun.

Unutma! Sana bir yabancıyken aşık olduğun, terk ederken en iyi tanıdığındır.

Sen, beklediğin gelmedi diye, ben beklediğin ben değilim diye isyan ettim hep.

Şimdi, korkakça sevenleri tanıdıkça, cesurca terk edenleri daha çok seviyorum.

Oysa ben sana korkularımı bile korkmadan sundum, sense gelip oradan vurdun!




Seninle en büyük ortak yanımız da buydu zaten. Sen de, ben de seni seviyorduk.

Sessizce gitmeyi seçer kimi.. Yarinin gözleri uğruna, yarinin gözlerinden vazgeçer.

Bence sen aşkı sadece ‘çok sevmek’ olarak algılıyorsun. Oysa karşılıklı sevmektir aşk.

Aşktan vazgeçmek zordur sevgilim, ben aşkından vazgeçmedim aşk benden vazgeçti.

En çok sana yakıştırdığım için aşkı, ‘’Aşkım’’ diyeceğim yeniden. Aşkım seviyorum seni.

Sen sevdana başrol değil, provasız aşklarına figüran arıyorsun. Not; O kişi ben değilim!

Sevdiğim bütün yüzleri üst üste koyduğumda bile onun yüzü kadar güzel birşey çıkmıyordu ortaya.

Çok isterdim seninle ikimiz için kavga edebilmeyi. Çok isterdim gerçek sebeplerin “biz” olmasını.

Ben aşkı arıyordum sende. İhaneti buldum! Keşke bulduğum gibi değil, aradığım gibi kalsaydın.

Yolumdan dönemediğim için değil seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum.

Bir yastığın altına sakladım seni acım olduğunda omzuna yaslayıp gene senle uyuyup senle uyanıyorum.

Birbirimize birkaç aşk kadar, geç kalmış olmasaydık…Eğer kaybetme korkum olmadan sahip olabilir miydim sana?

Kim bilir. Belki iki günden sıkılır gitmeye kalkardın. Bunun için sevmeleri sana bıraktım. Gidişler bende kalsın.

Aşk sana benzemeyeni sevmek değil miydi? Bunun tersi başkasında kendini sevmek anlamına gelmez miydi?

Ardında öyle bir ben bıraktın ki.. sana benzedim adeta. Senin hatalarının bedelini başkalarına ödetiyorum.

Ayrılık nedir biliyor musun sevgilim: Yaşadığını sanan bir kalbin omuzlarından bitmiş bir aşkın naaşının kaldırılması.

Ağlasan da ağlamasan da uğruna ağladığın insan değişmez; çünkü senden akan gözyaşı onda hiçbir şeyi temizlemez.

Affet bende sevgiler mevsimlik değil öyle hiçbir saat dilimiyle kıyaslayamam düşlerimi. Sığdıramam ki seni bir ömre.

Hiç düşünmemiştim bir isim ve iki bağlacın yanyana gelipte içimi bu kadar acıtacağını; taa ki sen ‘el’ve’da’ diyene kadar.

Gitmeni istemiştim, kalışına bayram etmeye hazırken. Hemen gitse demiştim, bir daha ne zaman geleceğini hesaplarken.

Sırtıma saplanan bir bıçağın yavaşça çekilerek çıkartılması gibiydi gidişin. Tüm acılarından kurtuluyorsun… Ama ölüyorsun.

Aşk sevmesini bilen için vardır,ve karşılıksızdır; ‘Ne kadar seversen, o kadar severim’ gibi düşünmek, Aşk değil tüccarlıktır!

Aslında senin suçun yok; ben aşkıma fazla güvenmişim. Kimin doğru olduğunu bilmesem de senin yanlış olduğuna artık eminim.

Bu aşk hiç olmazsa bir vedayı hak ederdi be sevgili! En zoruma giden de şu; madem bu kalp bana ait, o halde neden sen parçalıyorsun?

Evdeki bayat ekmek gibiydin.Ben sana nimet deyip başımın üstünde tutarken, sen gidip başkalarının çöplüğünde küflenmeyi tercih ettin.

Umrumdan taşıyor zamansızlığım. İsmin içimde titriyor sesin sesime düşüyor; ses veriyorum. Oysa sen en sağır yarasın yüreğimde.

Gel dost kalalım demiyorum. Bence iki âşık yalnızca beraberken dost olur.. Ayrılınca dost kalamaz. Âşık olan beyniyle değil, kalbiyle düşünür.

Ölecek gibiyim; Bütün benliğimden sen fışkırıyor. Her yanıma, her yarama sıçrıyorsun. Bu kadar sana bulaşmışken, başka kim temizler ki seni benden?

Hiç buluşmadığımız bir yerde hiç bilmediğin bir saatte seni bekliyorum. Gelmen pekte anlam ifade etmiyor. Ben seni beklemeyi hala çok seviyorum.

Ne gerek vardı sana sensiz de yalnız kalırdım. Ben zaten sen olmadan da ağlardım isteseydim eğer. Ne gerek vardı sana. Ne gerek vardı yokluğuna.

Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin!

Diyorlar ki küsme aşka daha kimler gelecek kimler geçecek Bilmiyorlar ki en son giden her şeyimi götürdü.. Bilmiyorlar ki en son giden daha sonra gelecekleri bile götürdü.

Aşka inanmak kendini sevmektir yüzündeki ünlemi bozmadan. Bilmez misin? Sana aşkın iki kişilik bir yalan olduğunu öğretmediler mi? Neden her seferinde kanıyorsun öyleyse? 

Bana geldiğin yol aşk izlerinle doluydu. Bir dolu aşkın izini örtüyordu şiirlerin. Gelmek eylemi pörsümüştü adımlarında. Oysa ben gelişini ‘milat’ sayacak kadar başlıyordum aşka.

Ansızın içime düştüğün günden beri ayakları burkuldu ömrümün. Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan. Paslandı gözlerim. Sen kendin için kal yâr ben senin için giderim.

Ben seni yere göğe sığdıramazdım, sen benim üstüme basıpta mı geçtin ? Söyle; ne zaman başladın, ne zaman bittin? Zaten geç kalmıştın, bir de erken gittin .. Canıma tak ettin ayrılık, inan yettin!

Giderek değil, unutarak vesaireleştirdin sen bu aşkı ‘Sen’ uçurumlarından, ‘Ben’ denizlerine düştüm. Kendi içimde boğulacak bir ölümü mü hak ettim Rabbim! Onu, kendimi kendi içimde boğacak kadar mı sevdim.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.