Kahraman Tazeoğlu Sözleri

0
4311
Kahraman Tazeoğlu Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Kahraman Tazeoğlu Sözleri, Kahraman Tazeoğlu, Kahraman Tazeoğlu Alıntıları, En Güzel Kahraman Tazeoğlu Sözleri, En Güzel Kahraman Tazeoğlu Sözleri 2020, Kahraman Tazeoğlu Sözleri Facebook, Kahraman Tazeoğlu Sözleri Kısa


Sayfamızda Kahraman Tazeoğlu Sözlerini bir araya getirmeye çalıştık. Kahraman Tazeoğlu aşk ve yalnızlık üzerine roman ve şiirler yazmış yazarımızdır. En güzel Kahraman Tazeoğlu sözlerinden beğendiklerinizi sosyal medya aracılığıyla veya mesaj yoluyla sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz.


KAHRAMAN TAZEOĞLU SÖZLERİ

İnsansan duaya sarılacaksın.

Yaşayan ölülere yas tutulmaz.

Olgunluk, tahammül ile başlar.




Sen doğru ol, eğri zaten sırıtır.

Sabretmek, pes etmek değildir.

Hep ulaşamadığını mı sever insan?

İnsanın içi ağrır mı hiç? Ağrıyor işte.

Kör değildim, sadece güvenmiştim!

Acım mı? Geçmedi.. Alıştım sadece.

Kişiler değişse de yalanları aynı işte.

Bitirmek bitirmiyor bazen hiçbir şeyi.

Ben, bir çocukluk edip büyüdüm işte!

Zamana güvenme; o da gelip geçiyor.




Büyük seven kalbin acısı küçük olmaz.

Öyle bir bittik ki düşman bile olamadık.

Doğru zamanı yanlış kişilerle doldurma!

Acımasız olan hayat değil, insan aslında.

Yok mu bu hayatın başa alma düğmesi?

Sonralardan korkanların ”şimdi”leri olmaz.

Demiştimlerini kes susmalarının makasıyla.

Ayrılığı engellemek yoktur, ertelemek vardır.

Zor geçiyor günler, geçmeyenlerin çok olunca.

Ne nokta ne virgül koyacaksan koy 3 noktayı.




Bazen susmak, doğruya giden en kolay yoldur.

En okunaklı yeriydin alın yazımın gizleyemedim.

Unutulan her şeyin yerini yeni unutulacaklar alır.

İnsan zamanın değerini zamanı azalınca anlıyor.

Gözlerini seyretmek için değil, bakmak için kullan.

Geçmişi anlatmadığı için insanın şekline aldanırız.

Yarım kalan öykülerimin noktası olmaktan vazgeç.

İnsanları tanıdıkça, yalnızlığı daha çok seveceksin.

Rast gele sevilmiş değildin ki rest çekilip gidilesin.

Bazen bir cümle baştan aşağı değiştirmeye yetiyor.

En çok konuşan en fazla hata yapandır her zaman.

Ve ben sende hiçbir şeydim. Sen bende her şeyken.

Ne aradığını bilmeyene bulduğu her şey doğru gelir.

Her şey geçmişte kalıyor, ama hiçbir şey geçmiyor!

İnsanlar özünde iyidir de işte. Özü olan pek kalmadı.

Kalabalıkta düşen iğnenin kime batacağı belli olmaz.

Değersiz insan yoktur, değerini düşüren insan vardır.

İnsan ihanet etmeyecek kadar temiz değildir çoğu kez.

Kendine iyi bak demiyorum. ALLAH`a emanet ol yeter.

Kahkahası görültülü insanların sessiz gözyaşları vardır.

İstemediğin biriyle yaşamak, ölümün başka türlüsüdür.

Benden sana hayır gelmez çünkü sana her şeyim evet.

Çirkin hayat yoktur, o hayatı çirkinleştiren insanlar vardır.

Bazen ”pişmanlıklar bile” iki insanı birleştirmeye yetmez.

Odunu fazla inceltmeye kalkarsan, kıymık olur sana batar.

İnsan unutulduğuna değil, unutanına verdiği değere üzülür.

Acının yan etkisi, güçlü bir karakter armağan etmesidir size.

İnsan bazen aynı sorulara aynı cevapları vermekten yorulur.

İnsana güvenme. En gerekli yerde engerek oldu dostlarım.

Yaşayabildiğin kadarı senin bu hayatın, kalanını kalanlar yer.

Ummadığın insanlar adam oluyor, adam sandıklarımsa yalan!

İnsanoğlu dünyayı gördüğü kadar, hayatı bildiği kadar sanıyor.

Kırgındım. Kızgın olsam geçerdi ama kırgındım işte.. Geçmedi

Ben hiç mutluluktan delirmedim ama delirmekten mutluyum.

İnsanoğlu dünyayı gördüğü kadar, hayatı bildiği kadar sanıyor.

Çare getirmeyen çareleri bile bekler oldum kaderimin yolunda.

Hayat, hiçbir yanlışı düzeltmedi, sadece biz o yanlışlara alıştık.

Hayat hiçbir yanlışı düzeltmedi, sadece biz o yanlışlara alıştık.

Adını sen koydum sonbaharın, bir musallaya koyar gibi başımı.

Ayakta durmaya çalışmaktan yaşamayı unutuyor bazen insan.

Hayaller sınırsız, gerçekler sınırlı olunca iki kere inciniyor insan.

Karşınızdakini yükseğe çıkarmak için kendinizi dibe gömmeyin!

Yeni hayatlar görmeye değil, gördüklerimi unutmaya gidiyorum.

Şimdi bu sensizlikte yaşayabiliyorsam, senli günlerin hatırınadır.

Bugün hatırını kıramayanlar, yarın kalbinin kırılmasına sebep olur.

Unutmayın! Bizi ağlatanlar gözyaşlarımızdan daha değerli değildir.

Varlığımın değerini yokluğumda anlayanlar; artık çok geç sizin için.

İnsan hep yanlış kişilere ağlayınca, doğrusunda da rahat gülemiyor.

Sen benim görmek için bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin.

Kimse kimsenin yerini dolduramıyor, zaten doldurması da gerekmiyor.

Tüm yelkenlerim yırtılmış ama ben hala rüzgardan medet umuyorum.

Hayat bir günde mi bozuldu ki bir günde düzelsin? Sabrı öğrenmelisin.

Yokluğunun iki yakasını bir araya getirip; Varlığını ilikler misin ömrüme.

Çok merak ediyorum; beni katleden hayat acaba ona nasıl davranıyor?

Allah’ım bugüne mutluluk değil istediğim. Derdim yarına umutlu olmak.

Dilerim Allah’tan bir gün kalbin görür; gözlerinin görmezden geldiklerini.

Her gözyaşı yenilgi değildir. İnsan bazen daha fazla dayabilmek için ağlar.

İçinden geçiyor parmaklarım karanlıkta mum gibi. Sana yazıldıkça eriyor.

Bugün senin için birşey yapmıyorsam, dün elimden geleni yaptığım içindir.

Beni her şeyimle hatırla.. Çünkü ”hatırladığı kadarına” değer veriyor insan.

Kaybettiğinde değil, kaybedeceklerin kalmadığında bitersin. Bitmedik daha!

Sadece bir kez tökezledim ömür denen bu yolda. Onda da hayatım burkuldu.

Bir kez bile olsa bir yalana kanınca insan kalbi, doğru olanı da bin kez düşünür.

Biz kaybedenleriz. Bizde şans yüzümüze gülmez. Bizde şans arkamızdan güler.

Bir insan kalbi defalarca gücenebilir başkalarına. Ama bir kere kırılır bazılarına.

Ömründe bir kere bile olsa gerçekten sevmişsen, başkaları sana hep eksik kalır.

Geceleri gündüze çevirmek kolayda, gündüzleri geceye çevirmek o kadar zor ki.

Hiç olmazsa terk ederken dürüst olsaydın; en azından yokluğuna değerdi varlığın.

Git artık yar sustuklarını bana harcama! Yaslanma gözlerime bu yükü kaldıramam.

Ey hüznü yüzünde gülücük diye taşıyan kız! Hep kendine mi saklarsın çocukluğunu.

Kendinde aramaya cesaret edemediği hataları, insan başkalarında çok kolay buluyor.

Hepimiz biraz yaralıyız. Çünkü biz ”dürüstlüğün affedilmediği” bir dünyada yaşıyoruz.

Sen bir kitap kapağı gibi kapamışken adımı ben her sözcükte seni okuyorum harf harf.

Aynı dili konuşup hiçbir şey anlatamamaktansa, susup anlaşılmayı beklemek daha iyidir.

Gerçek dostlar dostun ”Gel!” çağrısına neden diye sorarak yanıt vermez. Geliyorum der.

Şunu gördüm ki; Allah kimsenin ağlayarak kaybettiğini, kimseye gülerek kazandırmıyor.

Uzakta olmam her şeyi görmeme engel değil. Kör değilim, sadece görmezden geliyorum.

Ben bu şehirde en çok seni sevdim… Karşısında oturup izliyorum, O ağlıyor ben ölüyorum.

Çok değil, gerektiği kadar güvenmelisin kendine. O zaman yıkıldığında şaşırmazsın haline.

Gittiğinde ben yıkıldım. Ama şimdi ayaktayım, gittiğin yerde kal. Seni kalbimden çıkardım.

Gitmek için mi geldin? Bir gün köklerinden kopartıp atacağı bir çiçeği neden sular ki insan?

Ve başıboş hüzün sokağında. Yüreğime söylediğim en doğru yalan oldun. Başıboş sonu boş.

Gözlerimden yanaklarıma düşüyor hüzün damlaları. İnsan kaybolmayı diler mi kendi içinde?

Kimi insan, geçmişle geçememişi birbirine karıştırır. Halbuki, geçen iz bırakır, geçemeyen yara.

Kimseden nefret etme ama nefrete inan. Çünkü sahte mutluluk olur ama nefretin sahtesi olmaz.

Anladım ki: herkesin kendine göre bir boşluğu var, anladım ki her boşluk bir başkasının ki ile dolar.

Hayat adanmak için değil, yaşanmak içinmiş. Bunu sana adadığım hayatı mahvettiğinde anladım.

Sen, seni mutlu eden sahte insanları, sana doğruları söyleyerek ruhunu sıkanlara değiştin. Kaybettin.

Allah kimseye taşıyamayacağı dert vermezmiş. Elbette ayrılıktan ölmeyiz. Ama yine de sen gitme bizden.

Kabullenmeli insan unutulduğunu. Kopan bir uçurtmanın ipini hâlâ birilerinin tutması neyi geri getirir ki?

Birini sevmek için karşılık beklemem ki.. Zaten sevdiğim hiçbir şarkı da benim için bestelenmedi.

Çok zalim oldukları için değil, kalbimin kapılarını ölçüsüzce onlara açtığım için bu kadar kolay yaraladılar.

Hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı. Hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra.

Ne kadar uzağına kaçarsam o kadar uzaklaşırım sandım. Ama asıl uzaklarmış seni bana taşıyan geç anladım.

Eğer insan unutmak istemezse, bir günü bile hatırlar on yıl sonra… Ve unutmak isteyen, bir günde unutur on yılı.

Dilerim Allah’tan yaptıklarının pişmanlığı, yapamadıklarının keşkeleriyle dolu bir hayatın olmaz benden sonra.

Bana beni aratıp kendini bulduran yar…O kadar sıkı ki boşluğun şimdi senin boşluğunu hiçbir boşluk kandıramayacak.

Yanlışların ve eksiklerin yüzüne yüzüne vurulmuyorsa, bu senin mükemmel olduğunu değil, ”dostsuz” olduğunu gösterir.

Bugün bizi beraber görenler yarın ”kimdi o” diye sorarlarsa, beni detaylı anlatma. Kısaca ”ömrümün geri kalanı” dersin.

Ama öyle değildi işte. Sen, beklediğin gelmedi diye, ben beklediğin ben değilim diye isyan ettim hep. Sonrası o bildik son işte.

Biliyorum ”yarın yeni bir gün doğacak” hikayeleri, inananı kanatır ancak. O yüzdendir sadaka vaatlere tenezzül etmeyişim.

Susardın ve kar yağardı, Gözlerinde başlardı gece, Yarım kalmış kitaplarda biterdi. Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman.

Benim satırlarımın değil, kendi öykünüzün altını çiziyorsunuz. Hangi cümlelerin altını çizdiğinizi değil, niye çizdiğinizi düşünün.

Beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta Beni yıksa yıksa gözlerin yerle bir eder Bir açarsın ki mutluyum Bir kaparsın her şey elimden gitmiş.

Kaderimdekini kalbime, kalbimdekini kaderime yaz Allah’ım. Senin anahtarın tevekkül dehlizlerinin ucundaki en olmaz kilitleri bile açar.

Evdeki bayat ekmek gibiydin.Ben sana nimet deyip başımın üstünde tutarken, sen gidip başkalarının çöplüğünde küflenmeyi tercih ettin.

Elbette unuturum sonunda, En fazla bir mevsim ağlarım, Alışırım yalancı baharlara, Ama yine de Biri beni kandırsın yokluğunda… Ne desem kar yağıyor.

İnsan çok sevilmenin vermiş olduğu şımarıklık ve rahatlıkla bencilleşip, karşısındaki insanın fedakarlık ve inceliklerini görmezden gelebiliyormuş. (Ne yazık ki.)

Gözyaşların süzülüyor saçlarına doğru. Her bir damla dağlıyor beni. Bin parçaya ayrılmış bedenimin tek bir parçası bile dokunamıyor sana. Öyle uzağındayım ki.

Bir insanın bir insana verebileceği en değerli şeyi ”yalnızlığı” bana verdiğini şimdi daha iyi anlıyorum beni kalmaya mahkum eden bir yola nasıl sevdalandığımı da.

Bir kâğıda sığar mı bir yürek? Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt? Daha sana yaralarımı göstermedim. Kaldı ki ben senden önce kendime tehlikeyim.

Bazı insanlar zoru severler. Bu nedenden dolayı kalplerini okşayanı bırakıp, kıranın peşinden giderler. Sonra da geride bıraktıklarını ararlar ama.. Oh olsun onlara. 🙂

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.