Mevlana Aşk Sözleri

0
12356
Mevlana Aşk Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Mevlana Aşk Sözleri, Mevlana Allah Aşkı Sözleri, Tasavvufi Sözler, Mevlana Kısa Sözleri, Mevlana Sözleri Aşk, En Güzel Mevlana Sözleri, Mevlana Aşk Sözleri Kısa,Etkileyici Mevlana Sözleri, Mevlana Kısa Aşk Sözleri, Aşk Sözleri Mevlana, Mevlana Celaleddin Rumi Sözleri, Mevlana Celaleddin Rumi Aşk Sözleri


Sayfamızda Mevlana Celaleddin Rumi’ ye ait aşk sözlerine yer verdik. Hoşgörü ve barışın sembolü olan Mevlana ünlü bir din bilginidir. Sayfamızda yer alan Mevlana aşk sözlerini sosyal medya hesaplarınızdan yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz. Sayfamıza katkılarınızı bekliyoruz. Sitemizin Facebook sayfasını beğenmenizi tavsiye ederiz.


MEVLANA AŞK SÖZLERİ

Aşk deliliktir biz delinin delisiyiz.

Gerçek aşkta ne vefa vardır ne cefa.

Aşk; sandığın kadar değil, yandığın kadardır.




Acı, acıyla iyileşir, aşk ise daha büyük bir aşkla.

Kimin aşka meyli yoksa o, kanatsız kuş gibidir.

Aşk abdest gibidir. Şüpheye düşersen bozulur.

Aşk, her şeydedir ama hiçbir şeyde görünmez.

Aşk ebedi olan sevgiden gayrı her şeyi yakmaktır.

Allah’a ulaşacak birçok yol var. Ben aşk’ı seçtim.

Aşk acısı taşımayan yürek; ya deliye aittir, ya ölüye.

Sen sadece sen değilsin; bensin, benimsin, bendesin.

Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.

Gerçek aşk’ı bilen kalp bir damla suya bile hürmetle bakar.




Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır.

Can’ı Canan’a teslime hazır değilsen ‘ben Aşk’ım’ deme kimseye.

Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.

Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.

Birini seviyorsanız, onu Allah’tan isteyin. Kalpler Allah’ın elindedir.

Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.

Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir, bunun için sevgiliye ”yar” denilir.

Ey Gönül! En acı ilaç ayrılıktır; Zira onun içinde aşk gibi bir şifâ saklıdır.

Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrün ömrüme nasip olsun diye!

Aşk kalpten vurur, dost ise sırttan. Kalp iyileşir ama sırt hep kambur kalır.




Aşık, sevgilisinden başkasını seyre dalarsa aşk değildir bu, boş bir sevdadır.

Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur.

Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme.

Şehvetin adını aşk koydular, eğer şehvet aşk olsaydı eşekler aşkın şahı olurdu!

Ve ben; dilek tutmadım hiç. Hep dua ettim: ‘ömrün ömrüme nasip olsun’ diye.

Aşk nedir bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.

Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme.

Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.

Öyle bir ”yâr” sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.

Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.

Neyi arıyorsan sen O’sun der Mevlana. Zulmün peşindeysen zalimsin, aşkı arıyorsan aşık.

Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim, azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin.

Hiçbir yere sığmadı aşkın, gönlüme sığdı yalnız. Şimdi gönlüme de sığmıyor, gözlerimden sızıyor.

Ey gönül. Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.

Fani aşk yoktur, aşkların hepsi baki olanadır. Tek fark şudur ki; kimi sanatı görür, kimi sanatçıyı.

Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.

Ey sevgili. Sen benim içten içe kanayan en derin yaramsın. Ne kadar özlendiğini bir bilsen, yokluğundan utanırsın.

Aşk, kimseye niyazı ve ihtiyacı olmayan Allah’ın vasıflarındandır. Ondan başkasına âşık olmak, geçici bir hevestir.

Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?

Senin aşktan yana nasibin varsa; dokunsan da yanacaksın dokunmasan da. İyi bil ki; bazıları hasrette yanar, bazıları vuslatta.

Bir muammadır ”Aşk”, kiminin vicdanına atılan taş, kiminin fakir gönlüne katılan aş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır ”Aşk”.

Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.

Aşk nasip işidir, hesap işi değil! Aşk adayıştır, arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda, aşk seni bulmaya gelir!

Diyorsun ki âşık oldum; yalan! Aşk ile yanmadan gelme kapıma. Diyorsun ki yanıyorum; tamam ama, kül olmadan gelme kapıma!

Ey sevgili. Düşüncelerim, ipliği kopan tesbih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz. Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana.

Üç şey seçildi cennetten: Kelimeler, aşk, annelik duygusu. Kelimeleri Adem aldı, annelik duygusu Havva’ya kaldı; ama aşk çok ağırdı.

O kadar yakınsın ki, seni ben sandım. Sana o kadar yakınım ki, beni sen sandım. Sen mi bensin ben mi senim şaşırdım kaldım.

Aşk da tıpkı Elif gibidir. İsminde gizlidir, ama okunmaz. O olmadan da besmele sese gelmez.O her şeyin içindedir ama hiçbir şeyde görünmez.

Ben bir balığım, aşk ise daldığım bir derya. Aşktan gözlerim yaşlı olsa da o derya gözyaşımı nerden bilir. Başımı o denizden çıkarayım desem, balığım ya; Nefesim kesilir.

Ben aşıklığı senin kemalinden öğrendim. Beyit ve gazel söylemeyi cemalinden öğrendim. Gönül perdesinde hayalin raksetmede; Ben en güzel raksı senin hayalinden öğrendim.

Ey Gafil! Sen kendi şehvetine ”aşk” adını koymuşsun. Şu halinle o namusu ekberi soymuşsun. Aşkın asıl manasının altını oymuşsun. Bir bilebilsen küstahlığa nasıl doymuşsun.

Aşk’a yakalanan derman istemez. Aşk aman vermez, bir kere aşk’a yakalanan bir daha onun pençesinden kurtulamaz: Ey aman bilmez aşk; senin elinden el aman, el aman!

Aşka yanmalı can dediğin. Ya canan olmalı; ya da canını almalı ”yar” diyemezsin ki herkese; içindeki yaran olmalı. Herkesin de bir yüreği vardır amma yürek dediğin bir başka yanmalı!

Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasırdır; ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak. 

Mevlana’ya sormuşlar ”sevgili” nasıl olmalı diye. Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı.

Ey Aşık! Hani özlem çekiyorsun ya sevgiliye. Bil ki sevgilidendir özlemin özü. Odur asıl sana özlem duyan.Çünkü o tutuşturmayınca alevi, kimsede olmaz ateş. Ve Aşk ateşi önce sevilene, ondan sonra sevene düşer.

Aşk; bilmektir ey sevgili! Bir tek yârı bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu, dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir. Onun selamı ile gelen bela olsa eyvallah diyebilmektir.

Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin.

Aşk makamında ”sus”la başlıyor tüm iç yanışlar. Yak bütün kelimeleri. Bir kelime kalsın avucunda. Onu da sımsıkı sar rüzgârlar savurmasın. Susmak olsun aşkın bir diğer ismi. Bil ki ne kadar suskunsan aşkın o denli güzel kalacaktır.

Mecnun değilim dost; lakin çağırırsan çöllere gelirim. Sana yalan halde gelmem, toplarım özümü yalın halde gelirim. Kapıyı çaldığında ‘kim o?’ dersen; ben olmam kapında sen olur gelirim. Sen gel de yeter ki,yola yük olmam,yol olur gelirim.

Ben kimim. Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim. Kıyılarıma vuran dalgalarıma şaşma. Onlar Aşk’tan gel-git’im. Beni mecnundan Leyla’dan sorma. Ben yalnız Mevla’dan bir izim.

Aşığa bir anlık ayrılık, bir yıl gibi gelir. Bir yıllık vuslat bile onca bir hayalden ibarettir. Aşk susuzdur, susuzu arar. Bunlar geceyle gündüz gibi birbirinin ardına düşmüşlerdir. Gündüz geceye aşıktır, onsuz olamaz. Fakat bakarsan görürsün ki gece, ona, ondan ziyade aşıktır.

Âah” kelimesinde, üst üste iki ”a” harfi mevcuttur. Bunlar ebced hesabına göre; bir+bir= iki eder.”h” harfi de yine aynı hesaba göre beş rakamını gösterir o halde;”aah” = yedi yapar ki, âşıkların derinden çektikleri ”aah” gönlün yedi kat semasından gelmektedir. İşte bu yüzdendir yakıcılığı.

Her gönül bir tek sevgiliye dönüktür aslında lakin kıblesi yanlıştır bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir. Kimisi bir gül yüzlü güzele meftun, kimisi bir ceylan bakışlıya mecnundur, bazısı dünyaya kanmış, bazısı mala mülke aldanmıştır oysa. Her biri bir sevgili tarafından sınanmıştır.

Yağmurların da ıslandığı bir yağmur vardır. Adı aşk. Ateşlerin de yanıp kül olduğu bir ateş vardır. Adı aşk. Kelebekleri intihara sürükleyen, yıldızları da kaydıran aslında aşk. Gölgelerin gölgede kaldığı bir durumdur, sırların sır verdiği bir haldir aşk. Ve aslında aşkın da aşık olduğu bir aşk vardır ilahi aşk.

Bakmakla görmek, aşık olmakla sevmek arasındaki fark? Diye sormuşlar Mevlana’ya. Cevaplamış; Senin baktığına herkes bakıyor; ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Herkes aşık olabiliyor; ama herkes senin gibi sevebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin. Seni özel kılan görebildiğini ve sevebildiğini bilmektir.

Yorulacaksan zorlanacaksan şikayetçi olacaksan keşkelere sığınacaksan söze ama diye başlayacaksan girme. Aşk yoluna aşk yolunda U dönüşü yoktur! Aşk derki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna ama bil ki senin de başını isterim yoluma! Kahir kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma! Aşk bilek gücü değil yürek. Yüreğin yetmiş ki düşmüşsün bu yollara.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.