Adam Fawer Sözleri

0
4344
Adam Fawer Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Adam Fawer Sözleri, En Güzel Adam Fawer Sözleri, Adam Fawer Alıntıları, Adam Fawer Sözleri ve Alıntıları, Adam Fawer Kitap Sözleri, Adam Fawer Kitap Alıntıları, Yazarlar ve Sözleri, Yazarlar ve Alıntıları, Yazarlar ve Kitap Alıntıları,


Güzel sözler sitemizin bu sayfasında 1970 Amerika doğumlu yazar Adam Fawer sözlerine ve kitap alıntılarına yer verdik. Sayfamızda yer alan sözleri sosyal medya hesaplarınızdan yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz. Sayfamıza katkılarınızı bekliyoruz.


ADAM FAWER SÖZLERİ ve KİTAP ALINTILARI

Yaşamınızın kontrolü sizde değil!

Olasılık her zaman kasadan yanadır.

Her zaman seçeneklerin ve seçim hakkın vardır.




Kişi istediğini yapabilir; ama ne isteyeceğini isteyemez.

Herkesin üzüntüsü bile coolken, benimkisi neden köy düğünü gibi?

Acı çekmek; yalnızca arzuların bertaraf edilmesiyle sona erdirilebilir.

Tuhaf, tüm duyuların merkezi olan beyin, acı hissetmeyen tek organdır.

Aslında iyi insan ya da kötü insan yok. Bir insan var, bir de insan olmayan.

Mutlaklarla değil de olasılıklarla yönetilen bir evrende bütün sonuçlar vardır.

Bir sağırın sinestezi olması gibidir aşk; Müziği duymazsın ama onu hissedersin.

İmkansız diye bir şey yoktur, sadece bazı olayların olma olasılığı daha düşüktür.

Kararlar doğru veya yanlış değildir. Kararlar karardır. Sen, sana göre en iyisini seç.

Gücü hissedemezsin. Sadece deneyimlerin aracılığıyla iradenin sınırlarını biliyorsun.




Yarattığın dünyanın içinde mantıklı kararlar vermeye çalış. Sonunda gerçeği bulursun.

Yaşadıklarınız unutulur, söyledikleriniz unutulur fakat hissettirdikleriniz asla unutulmaz.

Tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin.

Unutma; kimse unutulmayacak kadar sonsuz ve sonsuza dek sevilecek kadar değerli değil aslında.

Nokta her zaman bir son demek değildir, bazen kendinden sonraki harfin büyük olacağını gösterir.

Gerçekten seviyorsan eğer uzaklık gözünü korkutmamalı. Çünkü asla unutma; yanındayken bile uzaktı bazıları.

İnsanı en çok üzen şey; ummadıkları kişiler adam olurken, adam sandıklarının insan bile olamamış olmasıdır.

Hayatından silmek istediklerini gerçekten sil, çünkü geri dönüşüm kutusunda bekletirsen; sistemini yavaşlatır!

Sadece istediklerinizin tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.

Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada, bazen kaybetmek en doğru seçimdir. Ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçiştir.




Saklayacak bir şeyi olmayan insan rahatmış gibi görünmeye çalışmazdı; özellikle de yağmurun altında yürürken.

Bil ki geride bıraktıkların ileriye gitmeni engelleyecek. Unutma; ileri gidebilmen için arkadakileri unutman gerek.

İyiki’ lerin keşke’ lerini geçsin bu hayatta. Çünkü zamanı geri çevirmek için saatin yelkovanı ile oynamak fayda sağlamaz.

Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?

Aslında casus olmakla hırsız olmak arasında fazla bir fark yoktu. Amaç çalmak. Hırsız mücevher çalar, ajan ise sırları.

Ya sorgulamamanız istenen dayatmalar yalnızca daha büyük gerçeği görmenizi engelleyecek bir yalanlar ağı ise?

Adam Fawer SözleriHer gün kendimi biraz daha iyi hissedebileceğimi umarak kalkıyorum. Bazen öyle de oluyor. Sonra gece çöküyor ve o hala yok.

İşte hayatın en güzel tarafı da buydu; her şey olabilirdi, her ne kadar olasılıksız olursa olsun olabilirdi, olasılık dışı olan bir olay mutlaka olurdu.

Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?

Yine bir hatırlatma yapma ihtiyacı duyuyorum, unutmayın ki o zamanlar televizyon diye bir aygıt da yoktu. Yani insanlar kitap denen şeyi okumak zorundaydılar.

Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız, ruhunuzun kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar.

Hepimiz dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, kendi önyargılı algılarımız vasıtasıyla gözlemleriz. Dolayısıyla, gerçekten bilebileceğiniz tek şey kendinizsinizdir.

Gelecek, onu görene kadar şekilsizdir. Bir parayı havaya attığında iki olası gelecek vardır, birinde para yazı gelir, diğerinde tura, ama sen görene kadar ikisi de değildir.

Düşün: Kör, sağır ve dilsiz çölde gidiyorlar ve sağır ölüyor. Dilsiz köre, sağırın öldüğünü nasıl anlatır? Seni sevmek; sadece dilsiz kalmak değil, dilsizin böylesi olmak işte!

Bizi korkutacak herhangi bir olayda kalp atışlarımız hızlandığı, gözbebeklerimiz büyüdüğü vs. için mi korku duygusuna kapılırız yoksa korktuğumuz için mi bu olaylar gerçekleşir?

Daha önce hiç silah kullanmamıştı, ama bu onu endişelendirmiyordu. Resim çekmek gibiydi bu iş. Odakla ve bas. Aralarındaki tek fark, bir Nikon kamera 9 milimetrelik bir Lorcin L gibi tepmezdi.

Her şey içinde karşıtının en azından tohumunu barındırır: Kış yaza dönüşür; yukarıya çıkan her şey aşağıya inmek zorundadır. Tıpkı sıcak olmadan soğuğun, aydınlık olmadan karanlığın olmayacağı gibi.

Aslında, eğer bir şeyi yapabileceğini düşünürsen, bu mümkün olmasa bile yapabildiğini görürsün. Eğer yapamayacağını düşünürsen, o zaman çoğunlukla yapamazsın, çünkü yapmayı denemezsin bile.

Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar.

Satranç hayat gibidir.Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işe yarar, bazıları sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip yine de kazanabilirsin oyunu.

Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mi yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘Olasılıksız’ tam size göre bir roman.

Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci; sahneye fırlayıp Romeo’nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı.

Her seçimin olumsuz sonuçları olabilirdi. Asıl yapılması gereken, riski değerlendirmek ve en aza indirgemekti. Hiçbir zaman risk faktörü yok edilemezdi, tamamen yok edilemezdi. Böyle bir şey asla hesaplanamazdı. İşte hayatın en güzel tarafı da buydu; her şey olabilirdi. Her ne kadar olasılıksız olursa olsun olabilirdi. Olasılık dışı olan bir olay mutlaka olurdu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.