Erol Anar Sözleri

0
4157
Erol Anar Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Erol Anar Sözleri, En Güzel Erol Anar Sözleri, Erol Anar Kitap Sözleri, Erol Anar Sözleri ve Alıntıları, Erol Anar Alıntılar, Erol Anar Kısa Sözleri, Erol Anar Sözleri Facebook, Erol Anar Sözleri Twitter, Erol Anar Kitap Alıntıları, Etkileyici Erol Anar Sözleri


Sayfamızda Havza Samsun doğumlu Çerkez asıllı yazarımız Erol Anar sözleri ve kitap alıntıları bir araya getirilmiştir. En güzel Erol Anar sözlerini  bulabileceğiniz sayfamızdan sosyal medya aracılığıyla paylaşımda bulunabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz. Sayfamıza katkılarınızı bekliyoruz.


EROL ANAR SÖZLERİ ve ALINTILARI

Hiç, var olanın içindedir.

Gölgenin hükmü, gölgede geçmez.

Beklemeye değer tek şey ölümdür.




Herkesin denizi kendisine okyanustur.

Ölüme teslim olacağım, ama hayata asla.

Kapitalizm, paranın sevgi üzerindeki iktidarıdır.

Aşk, cennetin kapısında cehennemi dilenmektir.

Aşk bazen inkâr edilir, ama aşk inkârın inkârıdır.

İnsanın taşıyabileceği en ağır yük, kendi yüküdür.

Her şey hiçbir şeydir, hiçbir şeyse her şey değildir.

Var olduğunda yok, yok olduğunda var olan şey aşktır.

Küçüldükçe büyüten ve büyüdükçe küçülten şey kibirdir.

Her şey ile hiçbir şeyin ortasında aşılmaz bir uçurum vardır.




Kazanacağına inanmayan birisinin kazandığı zafer, buruktur.

Bulma çabasından arınmış bir arama, kişiyi kendisine yaklaştırır.

Doğru, yanlış kişinin ağzında bile doğruluğundan bir şey yitirmez.

Her şey içimizdeki devleti ve iktidar tutkusunu yenmekle başlıyor.

Kendi ölümüne doğru hareket etmeyen tek şey zamanın kendisidir.

Hayat farkına varmadığın sürece bir rüyadan başka bir şey değildir.

Sanal gerçeğe dönüşünce, sanal olmuyor artık; gerçek sanal oluyor.

Kâğıt kayıklarda tükettiğimiz kâğıttan hayatlara benziyor ömürlerimiz.

Hemen şimdi ve burada olmayan özgürlük, gelecekte de olmayacaktır.

Cennetteki bir insanın dileği, bir an evvel bu cehennemden kurtulmaktır.




Dünyanın en sıkıcı duygusu istediği bir şeyin insanın peşinden koşmasıdır.

Her şey ile hiçbir şey arasındaki kapıyı aralayan gerçeğe giden yolu görür.

Dünya tarihsel olarak, her gün yeniden inançlarla kurulup, inançlarla yıkılıyor.

Eğer bir ülkede hapishane varsa, yönetimi ne olursa olsun o ülke özgür değildir.

Dünyanın en sıcak şeyi insan sıcağıdır; dünyanın en soğuk şeyi insan soğuğudur.

Cennetteki bir insanın en büyük dileği, bir an önce bu cehennemden kurtulmaktır.

Yürekte ve beyinde yankısını bulabilen ve hayata anlam yükleyen her şey güzeldir.

Erol Anar SözleriHer zaman doğru olmayan yine de doğrudur. Paradoks ise doğrunun en açık görünüşüdür.

Bu dünyada hiçbir şey yoktur ki, biz denemeden çok önce birileri tarafından denenmemiş olsun.

Ölümün, yaşamın ve zamanın üzerinde olan tek bir şey varsa, o da henüz doğmamış olandır.

Ne olduğunu değil, ne olmadığını, ne olacağını değil, ne olmayacağını bilen insan doğru yoldadır.

Yanına yaklaşıldıkça büyüyen birisi değil, yanından uzaklaşıldıkça büyüyen bir insan olmalısın.

Kendisini göremeyen ve kendi gerçeğini başkalarından işiten kişi ne kadar da zavallı ve acınasıdır.

Aşkın en iyi tarifi Binbir Gece Masalları’nda yapılmıştır ve aşk daha çok ‘Doğulu’ bir kavramdır.

İnsanları kolayca harcayanlar, harcadıkları kişinin aslında kendileri olduklarının farkında değillerdir.

Çoğu zaman başkalarının senin bilgilerine ihtiyacı yoktur. Unutma bilgiye ihtiyacı olan sensin, yalnızca sen.

Her şey insanların kim tarafından olursa olsun yönetilmeyi reddettikleri ve inisiyatif aldığı zaman farklı olacak.

Gerçeğe ulaştığını sanan, gerçeğe ulaşmış değildir. Gerçeğe ulaştığını sanan, yalnızca gerçekten uzaklaşmıştır.

Bir kentin ölümü, bir insanın ölümünden çok daha trajiktir. Ve kentler öldüğünde geride yaşayan bir şey kalmaz.

Kafesteki bir kuş bile özgür olduğuna inandırabilir. Bu bir yanılsamadır. Ancak yanılsama, bazen gerçeğin yerine geçer.

Aynı anda var olan ve aynı anda yok olan bir şey varsa o da zamandır. Zaman, hem var hem yoktur; yokluğu anlamsızlaştırandır.

Özgürlük de mutluluk gibi avuca alındığında sessizce ölür. Sadece özgürlük düşüncesinin peşinden koşmak bile insanı özgürleştirir.

Henüz var olmayan hiç var olmayacak anlamına gelmez. Öyleyse yok olan vardır. Var olan ise yok olmaya mahkûmsa, var olan yoktur.

Özgürlüğü elde edemezsiniz. Özgürlük olabilirsiniz ancak. Özgürlük olmak demek, özgürlüğe olan inanca sahip olmak demektir.

Anlam arayışı, yüreğe yapılan bir yolculuktur. Yaşam nedir? Bu soruyu sorduğun anda anlam arayışı serüvenin de başlamış demektir.

Zaman kavramı kadar insanları şaşırtan ve onlara sonsuzluktaki kahredici çaresizliklerini derinden duyumsatan bir başka kavram daha yoktur.

Cennet, kendi cehennemini de içinde taşır. Cennetteki cehennem, gerçek cehennemden gerçek cehennemden çok daha kötü ve tercih edilmezdir.

Başkalarıyla kendi gerçeğini paylaşan insanın duymak istediği tek şey, kendisine itiraf edemediği gerçekleri başkasının ağzından duyma istediğidir.

Ne kadar yükseğe çıkarsan, diğer insanlar senin görüş alanında o kadar küçülürler. Fakat sen de diğer insanların görüş alanında o derece küçülürsün.

Özgürlük bence, bu sonsuz yolculukta bir sonuç değil, bir başlangıç noktasıdır: Daha mutlu ve daha yaratıcı olmanın olanaklarını çoğaltan bir başlangıç.

Aynanın sırları döküldüğünde, o artık cam olmuştur. İnsanın tüm sırları döküldüğünde, kalmadığında ise, o artık kişisel özelliğini ve değerini kaybetmiştir.

Yalnızlık nevrotiktir. Nevrotik olmak yaratıcı olmayı tetikleyebilir. Yaratıcı olmak ölümü kısıtlamaktır, onu kendi topraklarına çekilmeye zorlama girişimidir.

Yabancılaşma, çağdaş insanın en büyük acısıdır. Asıl trajik olan ise insanların yalnızca birbirlerinden ayrıyken değil, birlikte iken bile birbirlerine yabancılaşmalarıdır.

İçinde yaşadığımız çağ, her ne kadar ‘bilgi ve enformasyon çağı’ olarak nitelense de özünde anti-entelektüel bir çağdır. Bu ilk bakışta bir paradoks olarak görünse de, yadsınamaz bir gerçektir.

Özgürlük ile mutluluk arasında bir bağ vardır. Fakat kendisini mutlu hisseden insan, her zaman özgür hissetmeyebilir. Ya da kendisini özgür hisseden insan, her zaman mutlu hissetmeyebilir.

İnsan sık sık arkasını kontrol etmeli; gölgesi ardından geliyor mu diye. Yoksa yaşama henüz bir gölge bile düşüremiyor mu? Bazı insanların gölgesi yoktur. Bazılarının ise kendisi gölge, gölgesi ise kendisidir.

Bu dünyada herkes varlığıyla bir boşluk doldurur, ancak yokluğuyla bir boşluk yaratacak hiç kimse yoktur ve olmamıştır da. Belki bazı kişiler için boşluk oluştursa da, hayatın kendisinde bir boşluk yaratmaz.

Kapitalizm insanın tüm zamanını çalmakta ve böylece onu köleleştirmektedir. İnsanların artık daha fazla para kazanmaktan başka bir amacı yoktur, bu daha fazla para daha az entelektüel faaliyet, daha az insani yaşamdır.

İnsan bazı durumlarda hani ellerini nereye koyacağını bilemez ya, duyguların taşıyıcısı yürek de böyledir zaman zaman. İnsan bazen duygu yoğunluğu yaşar ve böylesi durumlarda yüreğini nereye koyacağını bilemez.

Herkes kendisini akıllı sanır. Kendisinin diğerlerinden daha akıllı olmadığını düşünmeye başlayan birisi akıllanmaya da başlamış demektir. Ancak kendisinin diğerlerinden daha akıllı olmadığını fark ettiği için akıllı olduğunu iddia eden birisi tam anlamıyla bir budaladır.

Özgürlük, yarının değil, bugünün şimdiki an’ın sorunudur. Dönüşüm ve değişim de şimdiden, burada başlamalıdır. Bu da iktidarı ele geçirerek ve başka bir baskı mekanizması kurarak değil, hiyerarşiden mümkün olduğunca arınarak, kendi içinde bir gerçek dönüşümden, doğrudan demokrasiden geçer.

İktidar kavramını iyi anlayabilmek, çözümleyebilmek ve yakın geleceğe ilişkin öngörüde bulunabilmek için yapılması gereken ilk şey, tekrar ve tekrar tarih okumaktır. Tarih yalnızca dünün değil, bugünün ve yarının öyküsünü de içinde barındırır görebilene. Bundan sonra neler olacağını kişilere değil, tarihe sorunuz, bütün yanıtlar orada zamanın tozlarının altında gizlidir.

Karanlık ve derin bir mahzende yüzyıllardır bekleyen kaliteli ve değerli bir şarap sanıyoruz kendimizi. Ama ne yazık ki, şişenin içinde bir damla bile şarap yok. Ama biz hâlâ çok değerli bir şarap olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa yalnızca boş bir şişeden ibaretiz. Dışarıdan bakınca dolu görünen, ambalajı güzel, ama boş bir şişe. Bir gün şişe açıldığında ise, ne yazık ki yaşam serüvenimiz de sona ermiş oluyor.

İnsanların çoğu usta birer boş yergi avcısıdır. İnsanların birisini yermek için en küçük fırsatı, nasıl olağanüstü bir çabayla yakaladıklarını görmek şaşırtıcıdır. Çoğu insan, kendi değerini başkalarını yermekle yükselttiğini düşünür. Oysa başkasını boş yere yerdiğinde bir şeyler kazandığını düşünen insan, kendi değerini düşürmekten başka bir şey yapmadığını anladığında, o insan için artık çok geç olacaktır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.