SAYFA İÇERİĞİ: Friedrich Nietzsche Sözleri, Friedrich Nietzsche, Friedrich Nietzsche Kısa Sözleri, Nietzsche Sözleri, Kısa Friedrich Nietzsche Sözleri, Özlü Friedrich Nietzsche Sözleri, En Güzel Friedrich Nietzsche Sözleri, Etkileyici Friedrich Nietzsche Sözleri, Anlamlı Friedrich Nietzsche Sözleri, En Etkileyici Friedrich Nietzsche Sözleri, Friedrich Nietzsche Sözleri Facebook
Güzel sözler sitemizin bu sayfamızda Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci olan, din, ahlak, modern kültür, felsefe ve bilim üzerine metafor, ironi ve aforizma dolu bir üslupla eleştirel yazılar yazmış Friedrich Wilhelm Nietzsche sözlerine yer vermekteyiz. Sayfamızda yer alan Friedrich Wilhelm Nietzsche sözlerinden beğendiklerinizi sosyal medya hesabınızdan paylaşabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz.
FRİEDRİCH NİETZSCHE SÖZLERİ
Beni öldürmeyen her şey beni güçlendirir.
Korkarak yaşarsan, yalnızca hayatı seyredersin.
İnsan dostunu düşmanından daha zor affediyor.
Yaşamın kıyısına yaklaşanlar onu daha iyi tanırlar.
Kaybetmeyi göze alamayacak kadar az dostum var.
Güzeldir karşılıklı susmak Daha güzeli de gülüşmek.
Doğrular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır.
Kendi omuzuna tırman. Başka nasıl yükselebilirsin ki!
Yokluk büyük varlıktır azizim, yeter ki fark edebilesin.
Issız ve yorucu dorukları sevenlerin kanatları olmalıdır!
Yaşamak için bir ”Neden”i olan, her türlü ”Nasıl”a dayanabilir.
Ancak öbür gündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar.
Az şeye sahip olanın köleliği de az olur, yaşasın asil yoksulluğum.
Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.
Kovalamaktan, aramaktan yorulduğumdan beri bulmayı öğrendim.
Ey büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı nice olurdu mutluluğun.
Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az.
Ölüm güç bir şeydir. Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır.
Aşık seven kişi değildir, sevdiği kişinin mutlak sahibi olmaya çalışandır.
Artık bana verecek mutluluğun kalmadı mı, ne çıkar! Acıların var daha.
Acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan.
En bağışlanamaz yanın bu işte; gücün var ve hükmetmek istemiyorsun.
En insani davranış, bir insanın utanılacak duruma düşmesini önlemektir.
Bana yalan söylemiş olman değil, artık sana inanmamam sarsıyor beni…
Taş ve sopa kemiklerimi kırabilir ama ölüm beni incitemez, hiç bir zaman.
Pek çok şeyi azar azar bilmektense bir şeyi tam olarak bilmek daha iyidir.
Bilgi ermişleri olmak elinizden gelmiyorsa, hiç değilse bilgi savaşçıları olun.
Her alışkanlık elimizi daha becerikli, aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar.
Yiğitlik; en büyük korkunun ve en büyük ümidinin üstüne üstüne gitmektir.
Kılavuz öğrencisine bütün izleri göstermeli ama gideceği yolu seçmemelidir.
Yaşama karşı sorumluluğumuz daha yücesini yaratmaktır. Daha alçağını değil.
Kişi, ışığını karartmayı bilmelidir, böceklerden ve hayvanlardan kurtulmak için.
Dünyanın en yüce tahtına da çıksanız, oturacağınız yer, kendi kıçınızın üstüdür.
Sonraki işim düşünmek oldu. Kendimi onsuz düşünmek. Anlatabiliyor muyum?
Kutsal olan gerçekler değil kişinin kendi gerçeği için çıktığı arayıştır. Neysen o ol.
Kimine göre yalnızlık, hasta kişinin kaçışıdır; kimine göre de, hasta kişilerden kaçıştır.
İnsan, aşağı gördüğü sürece değil, yalnızca eşit ya da yüksek gördüğünde nefret eder.
İnsanlar ışığın çevresinde toplaşırlar daha iyi görmek için değil daha iyi parıldamak için.
Kendine karşı cebir kullanmayana iyi denilir. Ama nefsini yenen kahramana da iyi denilir.
Ümit mi? Ümit en son kötülüktür. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır.
Utançla, bağlılıklarının eğri bakan gözlerini görmektense, bir utanmazı görmeyi yeğlerim!
Dilencileri yok etmek gerek, çünkü insan onlara verince de pişman oluyor, vermeyince de.
Seni övdükleri sürece, kendi yolunda gittiğini sanma sakın; başkasının yolunda gidiyorsun.
Bir şeyde ilk olmak isteyene iyi denir. Ama bir başkasından önde olmak istemeyene de iyi denir.
Severim gözü pekleri; ama yeterli değildir kılıç ustası olmak darbeyi kime vuracağını da bilmeli!
En iyisi, sevinmeyi öğrenelim; böylece başkalarına acı vermeyi ve acıları düşünmeyi unuturuz.
İnsan sıkı tutmalı yüreğini; çünkü gitmesine izin verirse, çok geçmeden aklı da gider peşinden.
Sahip olmak ve daha çoğuna sahip olmayı istemek, tek kelimeyle büyümektir. Bu hayatın kendisidir.
Deha sahibi insan, en azından iki şeye daha sahip değilse, hiç çekilmez. Dünyayla barışık olmak, saflık.
Bir şey’den hoşlanmaktan söz edilir, aslında doğrusu; bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmaktır.
Acı çeken birisi için, gözlerini kendi acısından başka bir yere çevirebilmek baş döndürücü bir mutluluk olmalı.
Kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız, önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz.
Bir ülkede akıl ve sanattan çok servete değer verilirse bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır.
Sizin kökeniniz, nereden geldiğiniz değildir. Bundan sonra onurunuzu oluşturan, tersine nereye gittiğinizdir.
Güçlü bir umut, yaşam için, ortaya çıkmış herhangi bir tek gerçek mutluluktan çok daha büyük bir uyarıcıdır.
Aşkınla git yalnızlığına ve yaratışınla git, kardeşim; adalet, ancak çok sonra aksayarak gelecektir ardından.
Karşına çıkabilecek en kötü düşman, her zaman sen kendin olacaksın; sen kendin pusuda bekleyeceksin kendini.
Bir insan, kirli düşüncelere sahip olduğu için utanmaz. Bir başkasının, o kirli düşüncesini bilme ihtimali utandırır.
Gür ırmaklar kendileriyle birlikte birçok çakıl ve çalı çırpıyı da sürükler; güçlü ruhlar da birçok aptal ve mankafayı.
Zevk hem ağrılık, hem kefe, hem tartandır. Yazık o canlılara ki kavgasız, ağırlıksız, kefesiz ve tartısız yaşamak isterler.
Dostun biri sana kötülük ederse, şöyle de: Bana ettiğini sana bağışlıyorum; ama kendine ettiğini, onu nasıl bağışlarım?
Her zaman ilk olmak, diğerlerinin önüne geçmek istiyorsun; kimse sevmeyecek senin kıskanç gönlünü, dostundan başka!
Elimizde bir çiçek varken gözümüze yalnızca dikenleri görünür, uzaklarda ise bir diken vardır; gözümüz hep çiçeğini görür!
Kıyamete kadar olmak, düşünmek, yaşamak tut beni sımsıkı kollarında verecek başka mutluluğun yoksa acılarını ver bana.
İnsan en cesur hayvandır; cesaretiyle yenmiştir her hayvanı zafer çığlıklarıyla yenmiştir her acıyı; ama insanın acısı en derin acıdır.
Kişioğlu da ağaca benzer, ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli kök salar yere, aşağılara, karanlığa, deliliğe, kötülüğe.
Özgür mü diyorsun kendine? Sana hükmeden düşünceni duymak isterim, bir boyunduruktan kaçıp kurtulduğunu değil!
İyi olduğun için herkesin sana adil davranacağını beklemek; vejetaryen olduğun için, boğanın saldırmayacağını düşünmeye benzer.
İyi nedir? Diye soruyorsunuz. Cesur olmak iyidir! Bırakın küçük kızlar, ‘Aynı zamanda hem güzel, hem de dokunaklı olmak iyidir,’ desinler.
Bazı sırlar vardır yalnız dostlara anlatılacak. Bazı sırlar vardır dostlara bile anlatılmayacak. Bazı sırlar vardır kendimize bile açıklanmayacak.
Ahlak, ta başlangıçtan beri ikna etme sanatındaki bütün şeytanlıkları bilir. Bugün bile onun yardımına başvurmayan hiçbir konuşmacı yoktur.
Biz, başkalarının bize söylediği sözde özelliklerimizi devamlı düzenleyen, örten ya da ortaya çıkaran vitrinler gibiyiz. Kendimizi kandırmak için.
Kendi savaşınızı açmalısınız, kendi düşüncelerinizin uğruna. Düşünceleriniz yenilse bile, dürüstlüğünüz zafer çığlıkları atmalıdır bunun için.
Vicdanlı ve dürüst olmak, hesaplı olmaktan iyidir. Hesap insanı makam sahibi yapar da, vicdan daha önemli bir işe yarar, insanı insan yapar.
Kimse bir öğretiyi öyle kolayca, yalnız insanları mutlu ya da erdemli kıldığı için doğru saymaz. Mutluluk ve erdem birer gerekçe olamazlar.
Evet, yaralanmaz, gömülmez bir şey var içimde, kayaları parçalayacak bir şey: Bu benim istemim’dir sessiz ilerler o ve değişmeden, yıllar boyu.
Benim sevdiğim insan, ruhu kendini harcayan, teşekkür beklemeyen ve geri vermeyendir: çünkü o, hep armağan eder ve kendini esirgemek istemez.
Yasaklanmış olana erişmektir amacımız. Felsefem bu parolayla bir gün üstün gelecek; çünkü şimdiye dek, kural olarak, yalnız doğruları yasakladılar!
Nerededir güzellik? Tüm istemimle istemek zorunda olduğum yerdedir; sevmek ve yok olmak istediğim yerdedir, sadece bir imge olarak kalmasın diye.
Yaşarken yaşayın! İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman, ölüm taşıdığı dehşeti yitirir. İnsan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölemez!
İnsan dilediği kadar bilgisiyle şişinip dursun, dilediği kadar nesnel görülsün, boşuna! Sonunda her zaman ancak kendi yaşam öyküsünü elde edecektir.
Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parçalamak isteriz. Ama topluluk duygusu bizi durdurur. Lütfen not edin: İşte bu, neredeyse ahlakın tanımıdır.
Ey insan! Kulak ver! Derin gece yarısı ne söyler? Uyudum, uyudum, uyandım derin rüyalardan: Derindir dünya. Daha derindir gündüzün düşündüğünden.
Varacağım ereğime, ben kendi yolumu yürüyorum; duraklayanların ve geride kalanların üzerinden atlayacağım. Benim ilerleyişim, onların batışı olsun böylece!
Birçok şeyi yarım yamalak bilmektense, hiç bilmemek daha iyidir! Başkalarının düşünceleriyle bilgelik etmektense, kendi hesabına delilik etmek daha iyidir!
En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı.
Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar olmadığını göreceksiniz, siz bu sevginin içinizde yarattığı duyguları seviyorsunuz.
Durur ve dikkat kesilir: Nedir yanıltan onu? Nedir kulaklarından hiç gitmeyen bu uğultu? Bir vakitler o zincirlere vurulmuş insanın iç dünyası. Şimdi hep zincir şakırtılarıyla dolu!
Siz hepiniz, delicesine çalışmayı ve hızlı, yeni, yabancı olanı sevenler kendinize katlanamıyorsunuz! Sizin çalışkanlığınız bir kaçıştır ve kendi kendini unutma istemidir.
Eylem ve vicdan genellikle uyuşmazlar. Eylem, ağaçtan ham meyveleri toplamak isterken, vicdan onları gereğinden çok olgunlaşmaya bırakır, ta ki yere dökülüp ezilinceye kadar.
Ah, şu sözümü anlayabilseniz:Her zaman istediğinizi yapın ama önce isteyebilen birileri olun! Her zaman, komşunuzu da kendiniz gibi sevin ama önce, kendini seven birileri olun.
Derin olduğunu bilen kimse kolay anlaşılır olmaya çalışır, kalabalıkta derin görünmekten hoşlanan kimse ise anlaşılmaz olmaya çalışır. Kalabalık dibini göremediği her şeyi derin sanır çünkü!
Çok derin değil. Bir meseleyi tüm derinliği ile kavrayan insanlar, ona çok ender olarak daima sadık kalırlar. Onlar derinliği aydınlığa çıkardılar: Aydınlıkta görülebilecek daha kötü şeyler vardır.
Yaşamı anlamaya başladığın andır durabilmek ayaküstünde. Sorun bu zaten, başkasıyla olmak, başkasının olmak değil. Kendi başına başkasıyla, başkasıyla kendin olmak.
Ortak olabilenin değeri daima azdır. Büyük şeyler, büyük için kalacak; uçurumlar, derin olanlar için; incelikler ve ürpermeler incelmişler için; kısaca, tüm, pek az bulunanlar, pek az bulunanlar için.