İsyan Mesajları

0
3809
İsyan Mesajları

SAYFA İÇERİĞİ: İsyan Mesajları, İsyan Sözleri, En Güzel İsyan Mesajları, Kısa İsyan Mesajları, İsyan Mesajları En Güzel, Etkileyici İsyan Mesajları, Etkileyici İsyan Sözleri, Anlamlı İsyan Sözleri, Özlü İsyan Sözleri, Özlü İsyan Mesajları, İsyan Sözleri Facebook, 


Güzel sözler sitemizde en güzel isyan sözleri ve mesajlarını bir araya getirdik. Sayfamızda en güzel isyan sözlerini bulacak ve sosyal medya hesaplarınızda paylaşabileceksiniz. Sayfamızda yayımlanmasını istediğiniz sözleri yorum bölümünden bizlere iletebilirsiniz.


EN GÜZEL İSYAN SÖZLERİ ve MESAJLARI

İsyan, sözü dinlenmeyenlerin dilidir.

Hayatımın anlamına rest çektim isyanlardayım.

İsyan etme gökyüzü, benim kadar ağlayamazsın.




Aşkın her halini gördük, artık ne hali varsa görsün!

Ömür dediğin nedir ki bir kalemde silip atarsın defteri!

Ölmek için sebebim yok ama yaşamak içinde sınırdayım.

Seni benim kadar sevenler, sana benim kadar hasret kalsın.

İsyan ediyorum çaresizliğe, bir çözüm ol isyanım çaresizliğe.

Sen geceyi bana bela ettin. Bense sana olan her şeye lanet ettim.

Anlamlı bir cümle kurmaya gerek yok anlamsız bir hayat yaşarken.

Dünyan öyle bir kararsın ki, seni aydınlatan tek ışık gözlerim olsun.

Ve bir gün kalem diyecek ki bu kadar yazdığın yeter. Artık çiz gitsin.

Hasretin acıya boğmuşsa beni; gelmezsen unutmak hakkım değil mi?




Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyorsan. Giderken aldığın ”Ah” tandır.

Başını göğsüme yasladığında tek bir düşmanım vardır: geçip giden zaman.

Yok kimseye isyanım, isyanım kendime nasıl kandım senin o tatlı sözlerine!

Madem çaresizliğe hüküm giymiş bu hayat, o zaman ölmek için yaşamak gerek.

Ömrümde yapabildiğim en güzel şey adına ve aşkına isyan etmek isyankâr olmak.

Yaradana sitem etme günahkar olursun, her güzele gönül verme isyankar olursun.

İsyan etme ey gökyüzü uğraşma bu kadar mümkün değil benim kadar ağlayamazsın.

Gel isyanım ol, gel günahım ol, ne gelirse gelsin başıma sonunda sebep yeter ki sen ol.

İnsan ya aşık olmalı yada sevmeli, insan ya nefret etmeli yada isyan bayrağını çekmeli!

Biz deli rüzgarların deli dalgaların adamıyız sevdik mi destan kızdım mı katliam oluruz.




Aşk sevgiye isyanda, ağlıyor gökler, yavaşça güneş batmakta, gök karanlık ay ağlamakta.

Şu yalan dünyaya, mutluluğumuzu engelleyenler, savaşları başlatanlar isyanım sizleredir.

Utanırım, söyleyemem yaşadığım yalnızlığı, kelimeler yetmiyor ki, bu mu sevda dedikleri.

Sevmek ölmektir bence, ben de sevmiştim ölmeden önce isyan, sözü dinlenmeyenlerin dilidir.

Tutar yönünü şaşırır hasret cehennemine düşersin. Sonra o kadar uğraş ki o yangını söndüresin.

Gitme yanımdan kal, bu dünya bana sensiz zindan, sözlerimi dinlemeden gitme isyanım herkese!

Ecelle sözlü ölümle nişanlıyım, tesadüfen doğdum yaşamak zorundayım, alayına isyan kralına ölüm.

Eğer beni bu sokakta, bu semtte, bu şehirde bulamazsan sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.

Yaptığım yanlışlar için pişman değilim. Tek pişmanlığım, yanlış insanlar için yapmış olduğum doğrular.

Çığlıklar arasında sağır ve dilsizim. Ne duyup dinlemeye isteğim var, nede konuşup anlatmaya mecalim.

Seni seninle sevmeme engel oldun ama ben seni sensiz de sevebiliyorum, buna da engel olabilecek misin?

Ben içimde yüzbinlerce özlemimle her gün seni yaşıyorum, seni delicesine özlüyorum, sana doyamıyorum.

Karanlık bir gecede elinde sigara geziyor karanlık sokaklarda isyankar aşık belli ağlaması inletiyor heryeri.

Yaşananlar sadece isyan, günlerim dolunca hüsran, seni sevmek tek bir inadım, seven yanar şimdi anladım.

Rastgele sallasam zarları, aşka hep yek. Zar tutup atsam, yalnızlığa düşeş! Bilek falan değil bu, bildiğin felek.

Ne seni sevene düşmanım, ne de seni sevdiğime pişmanım, sadece senle olmak varken, sensizliğedir isyanım.

Biz isyankar aşıklarız! Geceleri sokaklarda düşünürüz aşkımızı geceleri isyan bayrağımız dalgalanır aşka karşı!

Ne kadar acı, sessizliğe isyan edercesine bağıran yüreğim; dilime hükmedemezken, ruhumu paramparça ediyor.

Bir gün bir rüzgâr eserse oralara benim sana olan sevgimi fısıldarsa kulağına unutma sende bana bir tutam sevgi yolla.

Böyle suskun böyle üzgünsem, böyle zalim böyle günahkarsam, ben değil; beni gülerken ağlatan, yaşarken öldüren utansın!

Gül bahçesinde geçse de ömrüm, inan üstüne gül koklamam gülüm, seni koklamak olsa da ölüm, uğrunda ölmeye değer gülüm.

Yaprak döken gençliğimin satır aralarında altı kırmızıyla çizilmiş ve tırnak içine alınmış suskunluğumun baş harflerisin.

Sarı giyer güneş olursun, mavi giyer deniz olursun, siyah giyer matem olursun, kim bilir belki bir gün, beyaz giyer benim olursun.

Sevgilim baş çeker, naz ederse, gamlara atar, kararsız korsa beni, bir kez olsun ah demem, inat için. ”Ah’a” da kızmışım ben!

Yağmurdan sonra büyürmüş başak, sevgiler zamanla olgunlaşırmış. Bir gün gözlerimin içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış.

Yanına gelecek yüzüm yok. Benim çoktan doldu tanrım günah defterim, öyle çok günah işledim ki ben isyan etti günah defterim.

Düşlerim ile hayatımı bir türlü yan yana getiremedim. Her sözün altından bir yalan, her taşın altından bir yılan mutlaka çıkıyor!

Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını güçlendirdiği gibi.

Yalnızlık gecelerin, ümit bekleyenlerin, hayal çaresizlerin, yağmur sokakların, tebessüm dudakların, sen ise yalnız benimsin bir tanem.

Rüyalarını gül yapraklarıyla yatağını papatyalarla süsledim, üzerini sevgiyle örtüp tüm kâbusları aldım ki en güzel rüyaları sen göresin.

Seni düşünür, seni özlerim, sevgilerin özlemlerin derinliğinde ne olur kır şeytanın bacağını bir kez beni hatırla, bir sonbahar serinliğinde.

Sana seni anlatamam isyan edersin, aşkı tekrar istemem ziyan edersin, seninle vardım seninle soldum, bir varlığım yok ki muradım olsun!

Yokluğuna dayandım, sensizde sabah oldu. Sensizde mevsimler değişti ama dudaklarımla gülsem de gözlerimle gülmeyi unuttum sayende.

Artık sıkıldım güçlü görünmekten, içim düğüm düğümken, başka düğümleri çözmekten. Herkese yetişmekten, ama kendime hep geç kalmaktan.

Ağlamak isyansa her gün ağlıyorum, gülmek bir oyunsa o oyunu hiç bilmiyorum, sevmek suçsa beni affetme çünkü seni her şeyden çok seviyorum aşkım.

Ölsen bile benden kurtulamazsın kefen olur bedenini sararım. Yağmur olur üzerine yağarım. Çiçek olur mezarında açarım. Ölsen bile benden kurtulamazsın.

Eğer çölde bir çiçek olsan; seni kaybetmemek; için gözyaşlarımla sulardım eğer gözümdeki bir damla yaş olsaydın; seni kaybetmemek; için hiç ağlamazdım.

Boynunda bir yaftayla bin cezaya hüküm giyen isyanların sesiyim. Yitik sevdalarda bir yüzüm adı bile bilinmeyen ve hep aşka mahkûm ve hep. Affedilmeyen.

Güller hep ellerinde açsın ama dikenleri batmasın sevda hep seni bulsun ama seni yaralamasın mutluluk hep yüreğine dolsun ama beni unutturmasın.

Yanında benden yakın başka biri de olsa, her şeyi inkar etmiş inandırmış olsan da, ve ona duygulanmış sevdalanmış olsan da, biliyorum bu gece beni düşüneceksin.

Kalemimi kıran hakime değil, kelepçeyi takan askere değil, beni yakalayan polise değil, dar ağacına asan cellada değil, arayıp da sormayan dostlarıma bu isyanım!

Yıllar vardır nasıl geçtiğini bilmezdim, bir gün vardır yaşamın anlamını değiştirdi bana dair; hissetmediğimi, bilmediğimi yaşattı, işte o ani şenle yaşadım şenle.

Huzur içinde ellerimi kavuşturuyor ve bekliyorum, rüzgara, gel gite yada denize aldırmıyorum ve artık zamana yada kadere isyan etmiyorum, bana ait bana gelecek çünkü.

Gün bir gün sevdalanmış geceye. Gecede yakamoz düşürmüş denize. O günden bugüne geceyle gündüz ayrılmaz olmuş ta ki güneş tutulup gölge düşürene dek sevdalara.

Ben öyle bir zerreyim ki, bütün aleme isyan etmişim! Havaya, toprağa isyan etmişim! Ateşe, suya isyan etmişim! Altı yöne isyan etmişim! Beş duyuya isyan etmişim! (Mevlana)

Kim bilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim kim bilir hangi ellerden son suyumu içeceğim belki göremeden öleceğim fakat yinede seni ‘ebediyen seveceğim.

Kaybolur zaman saçlarında gözlerim sokaklarda sebebi isyan aşkım içim yanar, içim kanar da isyan! Geriye bir avuç yalan beni bu derde sen attın da, gittin ya kafam hep duman.

Sevmek öyle bir şey ki onsuz bir hayat düşünmek bile zehir olur insana. Üstüne üstelik hasret varsa sevgimin arasında. Dokunmayın içimdeki kimsenin duymadığı isyanıma!

Duy beni kalleş karanlık duy beni ey yalnızlık. Sabahı bir gelin türkü çığıracak kaval sesiyle, toylar kurulacak günün ilk güneşiyle ve yürekler tutuşacak, yürekler yanacak aşk ateşiyle.

Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?

Unutma! Sabahlar artık gecikir. İster sağa dön ister sola, gözüne uyku değil gidenin hayali gelir. Kendini şiirlere verirsin. Elin sigaraya gider her on dakika da bir; fena zehirlenirsin.

Bir gün benden ayrılırsan sanma ki ardından ağıt yakarım dünyaya bir pembe gözlük takıp sana şu lanet sözleri yağdırırım. Evlendiğin kişi Azrail, damatlığın kefen, kurduğun yuva mezarın olsun.

Ah suskun yüreğim! O kadar söyledim uslanmadın. Mutlu olmak kim sen kim, hayâllerle idare edeceksin artık. Senin işin çileyle, senin işin gamla. Gökten mutluluk yağmuru yağsa sana düşmez bir damla.

Bir ses beklemek senden. Soluk beklemek. Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım. Hiç bu kadar uzun susmadın sevdiğim. Hiç bu kadar uzun gitmedin bilmediğim yerlere, gözlerimi götürmeden yanında!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.