SAYFA İÇERİĞİ: Kızılderili Sözleri, Kızılderili Atasözleri, En Güzel Kızılderili Sözleri, En Güzel Kızılderili Atasözleri, Kızılderili Sözleri Facebook, Kızılderili Atasözleri Facebook, Kızılderili Kısa Sözleri, Kızılderili Kısa Atasözleri, Kısa Kızılderili Atasözleri, Etkileyici Kızılderili Sözleri, Özlü Kızılderili Sözleri
Güzel sözler sitemizin bu sayfasında Amerika Kıtası’nın yerli halkı olan Kızılderililerin özlü sözlerini bir araya getirmeye çalıştık. Sayfamızda yer alan Kızılderili sözleri ve atasözlerini sosyal medya hesaplarınızdan yayımlayabilir mesaj yoluyla sevdiklerinize ulaştırabilirsiniz. Sayfamıza katkılarınızı bekliyoruz.
KIZILDERİLİ SÖZLERİ ve ATASÖZLERİ
Bir düşman çok, yüz dost azdır.
Cevap vermemek aslında bir cevaptır.
Gözün ile değil, yüreğin ile hüküm ver.
Aşkı tanıdığında, Yaratıcı’yı da tanırsın.
İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.
Kartalı vuran kendi tüyünden yapılmış oktur.
Yağmur iyilerin üzerine de yağar, kötülerin de.
Senin vicdanın senden başkasını temsil edemez.
İlkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir.
Dur, dinle. Hep konuşursan hiçbir şey duyamazsın.
Bütün dinler Tanrı’ya dönüş yolunda bastığımız taşlardır.
Fakir olmak, şerefsiz olmaktan daha küçük bir meseledir.
Herbirimizin farklı bir rüya gördüğünü hatırlatmakta fayda var.
Yaşlılık ölüm kadar şerefli değildir. Yine de çok kimse onu ister.
Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda, ama kayadan bile kuvvetli.
Işığı önüne alda yürü, gölgen arkandan ister gelsin ister gelmesin.
Şeytan hakkında konuşmayın. Gençlerin kalbinde merak uyandırır.
Bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır.
Bir kere “Al şunu” demek, iki kere “Ben vereceğim” demekten iyidir.
Unutmayın çocuklarınız sizin değildir. Onu Yaratıcı’dan ödünç aldınız.
İnsanın gözleri öyle kelimelerle konuşur ki dil onları telaffuz edemez.
Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder.
Yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.
Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan yanlışı yapan kadar suçludur.
Düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! Eğer onu yenersem utanç duymayayım.
Komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü!
Onun ayakkabıları ile bir mil yürümediğiniz sürece bir kişiyi asla eleştirmeyin.
Ağlamaktan korkma! Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.
İhanet arkadaşlık zincirini karartır, fakat vefa onu her zamankinden parlak yapar.
Bir başkasının kabahati hakkında konuşmadan önce daima kendi çarığının içine bak.
Sevgi ile yorulmadan ilerleriz. Sevgi ile, sadece onunla başkaları için fedakarlık yapabiliriz.
Avlayacaksan en zayıf geyiği avla, çünkü sağlam olanlar yeni neslin devamını sağlayacaktır.
Ulu Ruh’un kelimeleri meşe yaprağı gibi sararıp düşmez: çam yaprağı gibi ilelebet yeşil kalır.
Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal.
Her şey halkadır. Her birimiz kendi hareketlerimizden sorumluyuz. Hepsi döner dolaşır, bize geri gelir.
Eğer bir ülkede gölgelerin boyu insanların boyunu geçmişse o ülkede güneş batıyor demektir.
Kaybetmeyi ahlaksız bir teklife tercih et. İlkinin acısı bir an, diğerinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.
Nimet de külfet de ‘Büyük Ruh’ un elindedir. Bazen onun külfeti bizi nimetinden daha fazla akıllandırır.
İnsan iki ruhludur. İçinde bir iyi köpek bir de kötü köpek kavga eder. Hangisini daha çok beslersen o kazanır.
Yapmamız gereken: her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzenimiz yeniden kurulacaktır.
Barış ve mutluluk her anda mevcuttur. Barış ve mutluluk her adımdadır. Ruhun meseleleri için siyasi çözümler yoktur.
Dünyadaki her şeyin bir sebebi vardır. Her bitki bir hastalığı tedavi etmek için büyür. Ve her insan bir görevle yaratılmıştır.
Kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka şey değildir. Hava ya bulutlu olacaktır, ya da güneş açacaktır.
Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Sana uymayabilirim. Yanımda yürü ki böylece seni görebileyim, böylece ikimiz eşit oluruz.
Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şimdiki usul bu değil ama inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler
Doğum yapan her şey dişidir. Kadınların ezelden beri bildiği kainatın dengelerini erkekler de anlamaya başladıkları zaman, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere değişmeye başlamış olacaktır.
Her şey aynı nefesten alır: Hayvanlar, insanlar, ağaçlar… Hayvanlar olmazsa insanlar ne yapar? Tüm hayvanlar gitse insanların ruhu büyük bir yalnızlığa boğulur; insanlar yalnızlıktan ölür.
Eğer sorsanız: ‘Sessizlik nedir?’ Cevap veririz: O Büyük Ruh’ un sesidir. Yine sorsanız: ‘Sessizliğin meyveleri nelerdir?’ Cevap veririz: Kendi kendini kontrol, gerçek cesaret demek olan metanet, sabır, vakar ve saygı.
Bütün Kızılderililer her yerde durmadan dans etmelidir. Önümüzdeki ilkyaz Yüce Ruh gelecek. Bütün av hayvanlarını geri getirecek. Avdan geçilmeyecek bu topraklarda. Bütün ölü Kızılderililer geri gelecek ve yeniden yaşayacaklar.
Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir.
Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce onlara tütün ikram ederiz. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar.
Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kainatla ve kainatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini farkettiğinde, kainatın merkezinde Büyük Ruh’un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu farkettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki ‘gerçek barış’ dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.