Mehmet Akif Ersoy Sözleri

0
6310
Mehmet Akif Ersoy Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Akif Ersoy Sözleri, En Güzel Mehmet Akif Ersoy Sözleri, Etkileyici Mehmet Akif Ersoy Sözleri, Mehmet Akif Ersoy Hayatı, Kısa Mehmet Akif Ersoy Hayatı, Mehmet Akif  Ersoy Güzel Sözleri, Mehmet Akif Ersoy Resimleri, Mehmet Akif Ersoy Sözleri 2017, Mehmet Akif Ersoy Kısa Sözleri, Etkileyici   Mehmet Akif Ersoy Sözleri, 


Sayfamızda İstiklal Marşı Yazarımız Mehmet Akif ERSOY‘ un hayatı ve sözlerine yer verilmiştir. Umarım beğenirsiniz. Beğendiğiniz sözleri sosyal medya hesaplarınızda yayımlayabilir, görüş, öneri ve eleştirilerinizi yorum bölümünden ulaştırabilirsiniz.


Mehmet Akif Ersoy Kimdir?

Mehmet Akif Ersoy 20 aralık 1873 yılında İstanbul’da doğmuştur.Annesi Emine Şerif Hanım, Babası Mehmet Tahir Efendidir.

Okul Hayatı: İlk öğrenimine Fatih’te Emir Buhari Mahalle Mektebi ile başladı. İki yıl sonra iptidai bölümüne geçti.

Orta öğrenimine Fatih Merkez Rüştiyesi’nde başladı.Rüştiye eğitimi boyunca Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde başarılar kazandı.Rüştiyeyi bitirdikten sonra Mülkiye İdadisi’ne kaydoldu.Okulun yüksek kısmına devam edrken babası vefat etti ,bir yıl sonra ise Fatih’teki yangında evleri yandı.Bu durum aileyi yoksulluğa düşürdü, yatılı okumak amacıyla Ziraat ve Baytar Mektebi’ne yazıldı ve birincilikle bitirdi.




Meslek Hayatı: Ziraat ve Baytar Mektebi’ni bitirdikten sonra bu okulda Türkçe öğretmenliği yaptı.Resimli Gazete’de Servet-i Fünun Dergisi’nde şiirleri yayınlanmıştır.27 Ağustos 1908’de yayınlanan Sırat-ı Müstakim dergisinin baş yazarı oldu.

İstiklal Marşı yarışmasına katılmadı.O dönemin Millî Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey ve arkadaşı Hasan Basri Beyin ısrarlarıyla ikna oldu . Hamdullah Suphi Bey’in 12  Mart 1921 yılında mecliste İstiklal Marşını okumasıyla Milli Marş olarak kabul gördü. Mehmet Akif yarışmadan kazandığı 500 lira ödülü hayır kurumlarına bağışladı.

Kurtuluş Savaşı ve zafer sonrası uzunca bir süre Mısır’da yaşayan Milli Şâirimiz Mehmet Âkif Ersoy, 17 Haziran 1936’da tedavi için İstanbul’a döndü. 27 Aralık 1936 tarihinde İstanbul’da, Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda vefat etti, Edirnekapı Şehitliğinde yatmaktadır. En önemli iki eseri İstiklal Marşı ve şiirlerini yedi kitap halinde topladığı Safahat’tır.


MEHMET AKİF ERSOY SÖZLERİ

İslam’ı öyle yaşa ki akıllar dursun. Sen ona buna değil Allah’a kulsun. 

Budur cihanda en beğendiğim meslek; sözün ödün olsun hakikat olsun tek.

Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.

Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.

Biri ecdadıma saldırdı mı hatta boğarım, boğamazsam hiç olmazsa kovarım.




Bize çağ dışı diyorlar doğrudur; çağlar açtık, çağlar kapattık. Çağlar bizden geri.

Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!

Bekayı hak tanıyan, sa’yi bir vazife bilir, çalış, çalış ki beka sa’y olursa hak edilir.

Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak, alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.

Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar: Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar!

Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne acırım tükürüğe billahi tükürsem yüzüne.

Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı, mahşerde mi biçarelerin, yoksa felahı.

Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren, bırak kardeşim tahsili; git önce edep, hayâ öğren.

Nasihatim sana: herzeyle iştigali bırak; adamlığın yolu nerdense, bul da girmeye bak.




İnmemiştir Kur’an, bunu hakkıyla bilin, ne mezarlıkta okunmak ne de fal bakmak için.

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

İki çeşit insan vardır. Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen.

Gamsız insanlara eğlence gelirmiş yaşamak; Yüreğin hisli mi, işkencedesin, talihe bak!

Medeniyet dediğin açmaksa bedeninin her yerini… Desene hayvanlar senden daha medeni.

Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, bir hilâl uğruna yâ Rab, ne güneşler batıyor.

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Ağlarım, ağlatamam, hissederim, söyleyemem. Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım.

Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi.

Irzımızdır çiğnenen, evlâdımızdır doğranan. Hey sıkılmaz, ağlamazsan bâri gülmekten utan. 

Şehamet dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır. Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır.

Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz.

Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim, inan ki, her ne demişsem görüp de söylemişim.

Aslını gizleyemez insan, giydiği kaftanlarla. Bilmez ama kendini kandırır, söylediği yalanlarla! 

Artık ikiyüzlüleri sevmeye başladım. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım.

Cehennem de olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz, bu yol ki hak yoludur dönmek bilmez yürürüz.

Şarka bakmaz, garbi bilmez, edepten yok payesi bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi.

Konuşmak bir mana ise susmak bin bir mana. Herkes konuşmasına konuşur lakin sükut yürekli olana.

İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece. Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; sen ömür boyu hayret ediyorsun.

Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem.

Aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri gelir her şeyden önce. Vaad etmeseydi Allah cenneti, o’na bile etmezlerdi secde.

Ey Ademoğlu bu devir ve Devran’da içinizde hakkı ve hukuku bilen çoktur. Yaptığınız işte hile çok İslamiyet’i sorup da arayan ve yaşayan yoktur.

Mehmet Akif’e sormuşlar. ”Bu ülke ne zaman gelişir diye” O’da cevap vermiş; ”Cuma namazına gelen cemaat, sabah namazına da geldiği zaman.”

Adamın biri Akif’e yaklaşarak sorar: Affedersiniz, sizin için baytar diyorlar. Akif hiç istifini bozmadan cevap verir: Evet, yoksa bir yeriniz mi ağrıyordu.

Ne Araplık ne Türklük kalacak aç gözünü, dinle peygamberi zişanın ilahi sözünü. Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize? Fikri kavmiyeti şeytan mı soktu zihninize?

İslâm’ı elinden tutacak, kaldıracak yok. Nâ-hak yere feryat ediyor: âcize hak yok! Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi? Ağzım kurusun. Yok, musun ey adl-i ilâhî!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi… Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Adam mısın: ebediyen cihanda hürsün, gez; yular takıp seni bir kimsecikler sürükleyemez. Adam değil misin, oğlum: Gönüllüsün semere; küfür savurma boyun kestiğim semercilere.

Sade bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli: bir halas imkânı var: ahlakımız yükselmeli, yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız… Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız.

İki üç balta ayırmaz bizi mazimizden. Ağacın kökü mademki derindir cidden, dalı kopmuş, ne olur gövdesi gitmiş, ne zarar o, bakarsın, yine üstündeki edvarı yarar, yükselir, fışkırıp, afak-ı perişanımıza; yine bir vaha serer kavrulan imanımıza.

Eski dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer yedi iklimi cihanın duruyor karşısında, Ostralya ile beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; sade bir hadise var ortada: vahşetler denk.www.incesoz.com

Bir dost meclisinde Mehmet Akif gayet hararetli bir şeyler anlatmaktadır. Sonradan görme zenginin biri bu meclise gelir selam verir ancak herkes Akif’i dinlediğinden kimse duymaz selamı ve almazlar dolayısıyla. Adam Akif’e sataşmak için: O üstat ne sallıyorsun yine der. Akif istifini bozmadan: Senin ne kadar iyi bir insan olduğunu sallıyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.