SAYFA İÇERİĞİ: Mevlana Sözleri, En Güzel Mevlana Sözleri, Mevlana Aşk Sözleri, Mevlana Öğütleri, Kısa Mevlana Sözleri, Mevlana En Güzel Sözleri
Güzel sözler sitemizde bu sayfamızı Hz. Mevlana sözlerine ayırdık. Sayfamızda yer alan Hz. Mevlana sözleri ve öğütleriniz sosyal medya hesaplarınızda paylaşabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz.
HZ. MEVLANA SÖZLERİ ve ÖĞÜTLERİ
Sabır sıkıntının anahtarıdır.
Testide ne varsa dışına o sızar.
Yürek yorulunca ter gözden akar.
Uyku ve uyanma bir küçük mahşerdir.
Asıl yar yaradandır, gerisi yaralayandır.
Kim zahmet çekerse defineyi elde eder.
İnsan ile hayvan arasındaki fark, edeptir.
Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun.
İşle öğüt veren, sözle öğüt verenden iyidir.
Mutluluğu senle bulan senindir, ötesi misafir.
Aşk; sandığın kadar değil, yandığın kadardır.
Dilin söylediği söz, yaydan fırlayan oka benzer.
Bize, gözün değil gönlün gördüğü ”yürek” gerek.
Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur.
Kalem her şeyi yazar ama aşka gelince başı döner.
Ya аl götür geri kalanımı. Ya da gel tamamla eksik yanımı.
Sıkıntılаr gecedir… Dinlen kederlenme sabah elbet olacaktır.
Kargalar gülistanı işgal ettiklerinde bülbüller siner ve susar.
Ruh gibi hayal de gizlidir. Bu dünya da o hayallerden biridir.
Yarın yaparım deme! Bugün de dünün yarınıydı. Ne yapаbildin?
Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır!
Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için önce yanmak gerekir.
Sabır acı olur ama nihayet onun meyvesinde şifa ve afiyet vardır.
Şikayetçi, kötü huyludur. İyi huylu şikayet etmez, tahammül eder.
Güneş herkesin üzerine eşit doğar ama gül başka, leş başka kokar.
İnsanları tanımak denizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur.
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.
Gönül kirden ve süsten temizlenirse, Hak güneşinin nuru orada parıldar.
Kulа belа gelmez, hak yazmadıkçа… Hak belа yazmaz, kul azmadıkçа.
Üç sözden fazla değil, tüm ömrüm şu üç söz; hamdım, piştim, yandım.
Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, o yine dilsiz sayılır.
Ümitsizlikten sonra nice ümitler, karanlıkların sonunda nice güneşler var.
Ben hiç dilek tutmadım, hep dua ettim. Ömrün ömrüme nasip olsun diye!
Gel de birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden.
Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki; şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım.
Her insan bir yağmur tаnesi gibidir. Kimi çamura, kimi gül yaprağına düşer.
Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamaz mısın?
Gülü gülene ver. Kalbini sevene ver. Sevmek güzel şeydir. Kıymet bilene ver.
Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana! Ya da yazık olur adabına.
Muhabbet ve merhamet, insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.
Kalem rüzgârdan, kâğıt sudan olursa yazacağın her şey yok olmaya mahkûm olur.
İmtihan içinde imtihan vardır. Derlen toparlan da ufak bir imtihana satma kendini.
Akıl bir kuzu, nefis bir kurt, iman ise çobandır. İman kuvvetli olmazsa, nefis aklı yer.
Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok!
Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar.
Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa? Bilemezsin, bilseydin ödün kopardı; dokunamazdın.
Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar. Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman? Bilemem! Yeter ki o kapıda durmayı bil!
Sus gönlüm! Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.
Ayıplarım seni ey gönül; hal bilmeze hal sorarsın, bülbül dururken kargadan gül sorarsın.
Unutmа; senin için başkasından vazgeçen, bir gün mutlakа başkası için senden vazgeçer.
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
Kimseden sana kötülük gelmesini istemiyorsan; fena söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma.
Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül, kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
Biz sevdik mi yer oluruz, biz sevdik mi sel oluruz, biz sevdik mi lal oluruz, biz sevdik mi can oluruz.
Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönle giren gözden ırak olsa ne olur?
Eğer Müslümanca yaşamak istersen Kur-ân’a sarıl; çünkü, onsuz İslami hayat mümkün değildir.
Zulüm demiriyle taşını birbirine vurma! Çünkü bu ikisi, erkek ve kadın gibi çocuk meydana getirirler.
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters!
Çocukluğunda oyun, gençliğinde sarhoşluk, ihtiyarlığında tembellik, Ne zaman Allah’a kulluk edeceksin.
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Ey can; kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz!
Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın. Yoksa onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi?
Sen benim; bugünüme şükür ve yarınıma dua edişim, azla yetinişim, çoğa göz dikmeyişimsin.
Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin. Kibri bırak, alçakgönüllü ol.
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır.
İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara. İçidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara.
Unutma ki! Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır. Ve her canlıya ölüm vardır. İnsan ölür ama ölmeyen ‘insanlıktır’.
Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır.
Gönlüme girmene lafım yok. Ama malumdur ki karga gül bahçesinde gezmekle bülbül olmaz! Bilesin sende.
Fakirim diye ne üzülürsün! Aklın başında ve desteksiz ayakta durabiliyorsan en zengin kul sensin; bilmez misin.
Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin. Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.
Üzülme! Çünkü yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma, yağmurun en şiddetlisi en kara bulutlardan çıkar.
Oruç tutmak güçtür, çetindir ama Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından, bir derde uğratmasından daha iyidir.
Herkes dışını süslerken, sen içini,kalbini süsle. Herkes başkasının ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol!
Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi. Sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler.
Hayat sana arka arkaya dikenlerini gösteriyorsa sakın üzülme, aksine sevin. Çünkü çok yakında gülü de gösterecektir.
İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme, duydukları senin sesin, fakat aklından geçirdikleri kendi düşünceleridir.
İstiyorsan Hakk’a varmayı, meslek edin gönül almayı, bırak saraylarda mermer olmayı, toprak ol, bağrında güller yetişsin.
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama unutma ki, rengârenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar.
Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var.
Kokuların en güzeli Gönül kokusudur; çünkü o koku Rabbin kokusudur. O koku kırık gönüller de mağlup ruhlarda bulunur.
Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır! Ama su geminin içine girerse onu batırır! Gemi için su ne ise mümin için dünya o dur!
Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye!
Yüzde ısrar etme doksan da olur, İnsan dediğinde noksan da olur, sakın büyüklenme elde neler var, bir ben varım deme, yoksan da olur.