Murat Menteş Sözleri

1
6417
Murat Menteş Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Murat Menteş Sözleri, Murat Menteş Sözleri ve Alıntıları, En Güzel Murat Menteş Sözleri, Murat Menteş Kısa Sözleri, Murat Menteş Alıntıları, Murat Menteş Kitap Alıntıları, Murat Menteş Sözleri, Kısa Murat Menteş Sözleri, Murat Menteş Aşk Sözleri, Etkileyici Murat Menteş Sözleri,


Güzel sözler sitemizde Murat Menteş sözleri ve alıntıları bir araya toplanmıştır. Sayfamızda yer alan sözleri sosyal medya hesabınızda paylaşabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz. Bizlere yorum bölümünden ulaşabilirsiniz.


MURAT MENTEŞ SÖZLERİ ve ALINTILARI

Aşk çiçeğinin gübresi paradır.

Zamanda yolculuğa ömür yetmez.

Oysa insan hayatı tek ömre sığmaz.




Aptallar daima ömrünün baharındadır.

Tebessüm bazen ağlamanın bir çeşididir.

Bir insana değer vermenin bedeli ağırdır.

Cesaret çiçek açar fakat meyve vermez.

Bu hayatta ıstıraplar belli dozda alınmalı.

Aşka inanıyorsanız, kadere de inanmalısınız.

Yalnızlıktan korkuyorsanız sakın evlenmeyin.

Milyonlarca aptal gibi o da normal görünüyor.

Hayal ile rüya arasındaki mahmur boşluktayız.

Hiçbir aşkta umuda yer, sebebe lüzum yoktur.




Gökyüzündeki bir kuşu köşeye sıkıştıramazsın.

Bu dünyanın kuralları güzel kadınları bağlamaz.

Herkes hak ettiği cezayı bulsa dünya altüst olur.

Deliler, kendilerine acı veren şeye teslim olmuşlardır.

Gözlerindeki ayet derinliğini, hayrına tefsir etsen ya?

İnsanlar falcılara giderler, çünkü kandırılmak isterler.

Kadın karar verene, erkek anlayana dek ömür bitiyor.

Kalbimden mezarlık dumanları yükselse de ziyanı yok.

Bazen kayıplarımız bizden başka şeyler de alır götürür.

Çiçekçiden aldığın gülleri götürüp kırlara yapıştıramazsın.




Nefsini terbiye etme kararındaysan önce nefesini düzenle.

Ne yazık ki aşk hayalin çocuğu, hayal kırıklığının annesidir.

Bugünün doğruları, pekala yarının yalanları şekline girebilir.

Başınıza yalnızca harika şeyler gelmişse, cesur olamazsınız.

Bari kederlenmeyi öğren Ferruh! Keder, insanı erdemli kılar.

Aşk, gençlerin oynadığı fakat ihtiyarların bildiği bir oyundur.

Uçurumun dibini boylamadan önce manzaranın tadını çıkar.

Şimdi uzaya fırlatılan mekikte kilitli kalmış sinekten beterim.

Bir kerecik buluşalım, yeniden hayatımın başrolünde olayım.

Aşk yalnızca sağlam vücutlu ve tok karınlıların mı tekelinde?

Halbuki ben onun düşmekten korktuğu uçurumun dibindeyim.

Bakışlarında, yuvasına şofben takılmış bir leyleğin şaşkınlığı var.

Tamam, aşk sonsuzluğa heveslendirirken imkansızlığa hapseder.

İnsan, aynadaki yansısı ve yerdeki gölgesi arasında ikamet eder.

Mezardan şartlı tahliyeyle serbest bırakılmışım gibi hissediyorum.

Hakikat; hayal ile hile arasındadir. Varlık; yokluk ile hiçlik arasında.

Yalnızsan yalanlar sana ilaç gibi gelir,iftiralar senin için bir terapidir.

Hatırlananlar, yaşananlarla örtüşmez; anlatılanlar da hatırlananlarla.

Doğru, ancak yalanların sürekli desteği sayesinde ayakta durabiliyor.

Bundan sonra şansım yaver giderse, ancak mezarımdan petrol fışkırır.

Bazen kötüler, nadiren de iyiler kazanır. Çoğunlukla herkes kaybeder.

Çocuğunuz iyi bir yetişkin olsun istiyorsanız, onu sevindirmeye bakın.

Hayatın ölümden, aşk’ın her ikisinden de büyük olduğuna inanacağım.

Mezbahaya giden yolda güdülürken bize gösterilen iyi muameleye fitiz.

Evden çıkarken aynaya bakıyorum ve dışarı çıkmaktan vazgeçiyorum.

Kararım kesin, mezar taşıma şu cümle kazınsın: Yaşamak bir ayrıcalıktı.

Hayvanat bahçesinde kafesten kafese uçan bir kelebek kadar özgürdüm.

Hayatım bir film olsaydı, izlerken ya uyuyakalır ya da yarısında çıkardım.

Öyle saçma, küçücük, tülbent boncuğu gibi umutlar pıt pıt içimde beliriyor.

Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.

En büyük dertler ve belalar, kabul etmediğimiz hatalarımızdan kaynaklanır.

Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.

Mezar taşlarındaki ölüm tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir.

Budalalar, seni çoktan terk ettiğin hatalarınla suçlar. Zekiler ise tutarsızlıkla.

İmkansıza yatırım yapmadan kazanamayız. Kaybetmedikçe zenginleşemeyiz.

Aşk kişinin kendini aldatmasıyla başlar ve başkalarını aldatmasıyla sona erer.

Cesaret, hem bir soru, hem de bir muammadır. Yalın haliyle bir mana taşımaz.

Daha çok düşünüp daha yavaş hareket etmek gerekirdi. Terbiyenin şartı budur.

Birinin duygularına haddinden fazla değer verirsen, onu anlaman imkansızlaşır.

Bu dünya acımasız bir yer, tamam mı; bana inanmıyorsanız televizyon seyredin.

Ona bakarken, sanki içimde tavuk taşıyan bir kamyon uçurumdan yuvarlanıyor.

Mümkünse, söylediklerimi unuturken beni aklından çıkarma. Huşuyla öpüyorum.

Aşk, birine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir.

Onunla tanışana kadar hayatım dantelsiz gecelik, sossuz makarna, golsüz maç gibiydi.

Bir erkek hastanede size eşlik ediyorsa, onunla mezara kadar yola devam edebilirsiniz.

Aşkımız senden uzun yaşadı… Ayrılığımız da benden uzun yaşayacak diye korkuyorum.

Peki ya ben? Bu alçak tavanlı şehirde, kazasız belasız ne kadar yükseğe sıçrayabilirdim?

İki insan birbirine ne kadar yakınlaşırsa yakınlaşsın, aralarında sonsuz bir mesafe vardır.

Kader, bütün ihtimallerin toplamıdır. Kıyamet ise tüm ihtimallerin aynı anda gerçekleşmesi.

Âşık olunca hayatın anlamına yaklaştığımızı zannederek mantığın sınırlarından dışarı çıkarız.

İnsanların çoğu; yalnızca güç yetiremediği, beceremediği ve elde edemediği şeylere değer verir.

Evlilik dediğin, kadınlara dırdır etme yetkisi, erkeğe de somurtma imtiyazı veren kutsal bir bağdır.

Ölümlü dünya şen şakrak dönüyor. Oysa insan hayatı tek ömre sığmaz. Ve hiçbir şey güzel bitmez.

Sana rastlayıncaya kadar deli gömleğimin üzerine hep en iyi marka kazaklar, ceketler giydim.

Bilirsin, aşıklar birbirlerinin acılarını hammadde gibi işlerler. Böylece kalpleri birbirine bağlanır.

Sensiz bütün tabancalar, fincanlar, odalar boş; sokakların hepsi ıssız, hiçbir gezegende bana hayat yok.

Bütün şarkılarda senden bahsediliyormuş, onu fark ettim. Ezelden beri o nazlanan senmişsin.

Hayatın hazırlık aşaması ömür boyu sürer. Tam yaşamaya başlayacağın sırada sahadan şutlanırsın.

Gençken, akan zaman beni alır götürürdü, şimdiyse donmuş zamanı ben sırtımda taşıyorum.

Aşka peşinen atfettiğimiz yücelik yücelik yüzünden onun basit bir bileşim olduğunu gözden kaçırıyoruz.

Kum saatindeki toz şeker gibi senin sevgin birikiyor. Millerce öteden, varlığın başımı döndürüyor.

Sen de benim aklıma uysan, kalbime uysan, belki bu tuhaflıktan büyük heyecanlar çıkarabilirdik.

Kim bilir belki sadece yanlış yollar vardır. Bununla birlikte size uygun yanlış yolu bulmak gerekir yinede.

Kızlar, henüz üç yaşındayken ellerine bir oyuncak bebek alarak anneliğe hazırlanıyorlar. Erkekler öyle değil.

Yanılgılarımızın çoğu, düşüneceğimiz yerde duygulanmak ve duygulanacağımız yerde düşünmekten doğar.

Ona derin bir muhabbet ve hürmet beslemiştim. Oysa beni vurmak üzereydi. İnsan dostlarını seçemiyor.

Bazı şeylerin anlamı ortaya çıktığında, o şeylerin kendileri çoktan yitmiş oluyor Şebnem. Biz aslında kaybettiklerimiziz.

Hayat insanlar güldüğünde ciddiyetinden kaybetmediği gibi, insanlar öldüğünde de gülünçlüğünden kaybetmiyor.

İltifatlar içinde hakikate en yakın duranlar belki de aynı zamanda bir itiraf olanlarından ziyade, sır olarak verilenleridir.

Kayıtsızlık, bir yok etme çabasıdır. Fakat bu, yok etmeye yeltendiğimiz şeyin varlığını kesin bir biçimde kanıtlamaya yetmez.

Hayat, insanlar güldüğünde ciddiyetinden kaybetmediği gibi, insanlar öldüğünde de gülünçlüğünden bir şey kaybetmiyor.

Kalbinizde olup da hiç kimseye anlatmayı başaramadığınız, dile getirilmesi imkansız bir şey varya, işte Allah onu biliyor, üzülmeyin.

Cennete ve cehenneme inanıyorum, çünkü ikisi de bu dünyada mevcut. Bu nedenle, mezar taşıma ‘Hayat devam ediyor’ yazdıracağım.

İnsan, kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor. Samimiyet, mahremiyetle mukayyet olsa gerek.

Senden bekleneni, sana emredileni ya da seni kurtaracak olanı değil; kalbinin derinliklerinde tastikleneni yap. İyiliği içselleştir.

İnsan kendi samimiyetinin altını çizmeye kalkıştı mı, ister istemez üstünü de çiziyor. Samimiyet, mahremiyetle mukayyet olsa gerek.

Zayıflamanın sırrı karnı içeri çekmektir. Zenginliğin sırrı, son 100’lüğü bahşiş olarak vermektir. Gençliğin sırrı ise yaşın hakkında yalan söylemektir.

Biz faniler, ortak aldanışlarımızla mayaladığımız mucizelerin su katılmamış birer fiyasko olduğunu göremeyişimiz sayesinde birbirimizin kalbini kazanırız.

Şövalye olsaydım, senin şehrine hücum etseydim, dudaklarını görünce kılıcımı düşürür, atımdan düşerdim. Hiçbir zaferin erişemeyeceği tatta bir yenilgi olurdu.

Aşk insanın sadece psikolojisini ve kimyasını değil; tarihini, müziğini, coğrafyasını, edebiyatını, fiziğini, beslenme çantasının içindekileri, hayat bilgisini de değiştiriyor.

Kadın-erkek ilişkilerinde hala ilk insanların hatalarını tekrarlıyoruz: Beklemek, romantizmin cenaze törenidir. Çünkü duyguların kök salacağı gönül zeminini erezyona uğratır. Bir centilmenin şerefi dakikliğine bağlıdır.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.