Reşat Nuri Güntekin Sözleri

0
5733
Reşat Nuri Güntekin Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Alıntıları, Reşat Nuri Güntekin Kitap Alıntıları, Reşat Nuri Güntekin Sözleri ve Alıntıları, En Güzel Reşat Nuri Güntekin Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Kısa Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Kısa Sözleri, Reşat Nuri Güntekin En Güzel Sözleri, 


Güzel sözler sitemizde yazarlar kategorisinde Cumhuriyet dönemi öykü ve roman yazarlarımızdan Reşat Nuri Güntekin’ e yer vermekteyiz. Reşat Nuri Güntekin sözleri ve kitap alıntılarını bulabileceğiniz sayfamızdan beğendiğiniz sözleri sosyal medya hesaplarınızdan yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz.


REŞAT NURİ GÜNTEKİN SÖZLERİ ve KİTAP ALINTILARI

İnsanlarda iyilik asıldır.

Allah ne yaparsa iyi yapar.

Doğru söze darılmak ayıptır.




Gönül gence, ihtiyara bakmıyor.

Gençlik! Çok şükür onu da atlattık.

Neme lazım para, bana namus lazım.

İhtiyarlar, çocuk gibi inatçı oluyorlar.

İnsan, açık düşünmeli, açık söylemeli.

Kaza, insana kaştan, gözden yakındır.

Vicdanımın sesini daima dinleyeceğim.

Bazı uykuların ağırlığından korkmak lazım.

Beklemediğin zamanlarda olur, ne olacaksa.

Acımak bir süre sonra hissizleştiriyor insanı.




Çok sevmek yetmez mühim olan güzel sevmek.

Artık kalbim öldü. Sevmeye kudretim kalmadı.

Halis muhabbet kavgasız, gürültüsüz olmaz derler.

Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki!

Saadeti saklamak, derdi saklamaktan çok daha güç.

Bir zehri insan, bir kere yutmalı, ya ölür ya kurtulur.

Yalnızlık haddizatında insana güç gelen bir şeydir.

Kolayca teselli edilecek dert insanı böyle ağlatmaz.

Bir hayale esir olan insanlar delilerin en büyükleridir.

Yaşamak hakikaten doyulmayacak kadar tatlı bir şey.




Üşümek mi? İnsanın içinde güneş yanarken üşümek mi?

Sen yine de bir parça benimdin, ben bütün ruhumla senin.

Düşmesini istemeyen, zamana ayak uydurmasını bilmeliydi.

Hastalar gibi , mesut olanlara da geceler öyle uzun geliyor ki.

Ölüm öyle bir şey ki insanı en büyük düşmanlarıyla barıştırıyor.

İnsan sevdiğinden uzak olursa onun sitemlerini bile hoş görür.

Felaketi ağır ağır haber vermek testere ile adam kesmeye benzer.

İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor…

En eski tarihlerden beri din, daima zulme ve fesada alet olmuştur.

Ayrılık, kuvvetli aşkları büyütür, hasta olanları büsbütün öldürür.

Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey olmuyor.

Hiçbir şey maziyi musiki parçaları kadar kuvvetle canlandırmıyor.

Sarı insanların hepsi vefasız oluyor, hepsi insanı başka türlü üzüyor.

Çalışmak, bütün ruhuyla, kendini başkalarına vermek ne güzel şey!

Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.

Galip insanlar için iyi ve merhametli olmak ne kolay ve şık bir jesttir.

Yürümeye başlamış fikirleri yollarından alıkoymak mümkün değildir.

Saklamaya çalışma, nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor.

Fakat yüreğimdeki gizli yaralar vücudumdakilerden çok daha derindi.

Hokkabazın yumurtasında olduğu gibi, sözlerde de meseleler iç içedir.

İnsan için, her şeyi söylerler… Ne çıkar? Elverir ki, vicdanı temiz olsun…

İnsanlar hiçbir vakit ıstırap çektikleri zamandaki kadar güzel olmuyorlar.

Ölüme razı olmakla her şeye hak kazanıyorsun. Ölüm bütün lekeleri siler.

Ağzını kulaklarına kadar yırtarım da asıl o vakit kıyamete kadar gülersin.

Ne arsız gönlüm var benim? Etrafımdaki insanları ne kadar çabuk seviyorum.

Aydınlık, hasta gözleri nasıl incitiyorsa, saadet de hasta gönülleri öyle sızlatıyor.

Evimdeki yalnızlıktan nasıl korktumsa içimdeki yalnızlıktan da öyle korkuyorum.

Bazı tesadüfler insana elli senede öğrenemeyeceği şeyleri iki dakikada öğretiyor.

İnsan ne yaşta olursa olsun sefaletler gibi büyük sevgileri göstermekten çekiniyor.

Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzındaki haklı söz kadar boş faydasız bir şeydi.

Sel gibi akıp giden hayattan sevgililerimizin hatırasından başka bir şey kalıyor mu?

Fakat yeri belli olan, ağrılardan korkmamalı. Derinlerden gelen bazı ağrılar var ki…

İnsana en yakın akrabaları kalpsizce vurduktan sonra yabancılar vurmuş ne çıkar?

Akşam oldu mu şehir, bir kocaman kabristana dönüyor, yüreklere bir kasvettir çöküyor.

Her şey gibi sevmek de parası, vakti , az çok rahatı olan insanlara mahsus bir imtiyazmış.

Bir yerde birkaç kitapla yalnız kalmak beni herhangi bir cemiyetten daha fazla eğlendirir.

Bir insan için zaaftan mahrumiyet de büyük bir zaaf değil midir? Hatta zaafların en büyüğü.

Zaten kafaları değiştirmeden idareyi değiştirmek öyle pek tamah edilecek bir netice vermiyor.

Evet, bu uçsuz bucaksız yolda ne kadar ilerlerseniz dönüp dolaşıp hep aynı yere varacaksınız.

İnsan ancak kaybettiği yahut kaybetmek üzere olduğu şeyleri böyle birdenbire sevmeye başlar.

Sevmek denen şeyin rolü bu kadar insanı yakıp titretecek bir şey olursa kendisi kim bilir neydi?

Hiç bir kadın bu kadar derin bir duygu ve ihtiyaç ile sevilmemiş, aranmamış ve düşünülmemiştir.

Evet, insanın bir cenaze arkasında yürüdüğü zaman, dünya hırslarından en temizlendiği zamandır.

Uğranılan haksızlıklara ve hakaretlere koyun gibi tahammül etmemek insanlığın başlangıcıdır evlat.

İnsan ne kadar acı olursa olsun bir mecburiyeti kabul ettikten sonra içine sükun ve tevekkül geliyor.

Derler ki; aşk, birine seni yok etme kudreti verip, bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş.

Mektepteyken hayallerimiz olmayacak rüyalarla doludur. Sonra hayat birer birer onların icaplarına bakar.

Onun fikrinde insanlar, yalnız yaptıkları işten, düşündükleri şeyden değil, gördükleri rüyadan bile mesuldürler.

Bu şüphe öyle bir şeydi ki, bir kere zihnine uğraması bile insanı müebbeden cehennemin ateşleri içinde yakabilirdi.

Elemlerde bir gizli şefkat var gibidir. Şikâyet etmeyenlere, kendini güler yüzle karşılayanlara daha az zalim olurlar.

Doğruluk, temizlik, fedakarlık hastalığı onda insanlığın en kıymetli bir kabiliyetini öldürmüştü: Acımak kabiliyeti…

Fakat yine de “evet” demek çok farklı diyorum.Çünkü parola budur.Hiç bir şey sormamak ve her şeye evet demektir.

Bir insanın bütün hayatını, bütün emelini başka bir insana hasretmek istemesi kadar temiz, güzel bir şey var mıdır?

Kuvvetli olmak, kendinden başka kimseye güvenmemek insanlar için olsun cemiyetler için olsun en büyük hakikattir.

Anlıyorum ki zaman zaman bana en büyük menfaatlerimi, hayatımı ihmal ettiren ruh hamlelerime rağmen ben zayıf bir adamım.

Bir sevgimizi,nazik bir hissimizi anlamadıklarını,hatta onunla eğlendiklerini görmektense onu içimizde gizlemek daha iyi…

Manzaralar, çehreler, hatıralar insandan uzaklaştığı nispette güzelleşir, şairaneleşir; türlü bulutlara, sislere, renklere bürünür.

İnsan,kuyuya düşer gibi paldır küldür yuvarlanmaz. Böyle gafil mantıklarla kendini aldata aldata,alıştıra alıştıra namussuz olur.

Seyahatler adeta roman vakalarına benziyor, dedi. İnsan,yolda tesadüf ettiği insanlarla çabuk dost oluyor, sonra ayrılırken adeta acı duyuyor.

Ben eski bir insanım. Anlaşmamıza imkan yok. İnsanların paradan başka şeylerle de mesut olacaklarına inanarak yaşadım. O kanaatle öleceğim.

Ben saadeti ikiye ayırırım. Başkalarından alınan saadet, başkalarına verilen saadet. Benim için hakiki saadet başkalarına verilen saadettir.

Sevenler sevdikleriyle beraber geçirdikleri en mesut saatlerin farkında olmazlar. Daima daha büyük saadetler getirecek bir yarın ümit ederler.

Benim için sevmek bir başka insanın vücudundan, ruhundan bir parça hükmüne girmek, onunla beraber gülüp ağlamak, ıstıraplarını paylaşmak demekti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.