Sadi Şirazi Sözleri

SAYFA İÇERİĞİ: Sadi Şirazi Sözleri, Kısa Sadi Şirazi Sözleri, Etkileyici Sadi Şirazi Sözleri, Sadi Şirazi Özlü Sözleri, En Güzel Sadi Şirazi Sözleri, En Anlamlı Sadi Şirazi Sözleri, Sadi Şirazi Sözleri Facebook, 

Güzel sözler sitemizin bu sayfasında İranlı şair ve İslam alimi olan Sadi Şirazi’ ye ait sözleri biraraya getirmeye çalıştık. Sayfamızda yer alan sözleri sosyal medya hesabınızdan yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz.

ŞEYH SAD-İ ŞİRAZİ SÖZLERİ

Kalbi kırılanın sözü sert olur.

Günahsız olan, pervasız konuşur.

Güzel bir kadın bir mücevher, İyi bir kadın bir hazinedir.

İnsan olmak isteyen kişi önce nefsinin köpeğini susturur.

Zorluya tahammül et ki bir gün ondan daha kuvvetli olasın.

Kıyısı görünmeyen bir suda, yüzücünün gururu işe yaramaz.

İnsan dilini tutup konuşmadıkça, ayıbı da hüneri de gizli kalır.

Dost gönüllerini derli toplu tutmak, hazine toplamaktan daha iyidir.

Kişi bu, alçak dünyaya tenezzül etti mi, bala kapılmış sineğe döner.

Başarı tatlı dille elde edilir. Hırçın tabiatlı kimse daima ısdırap çeker.

Kuvvetlilerin yükünü zayıflar çekerken padişaha tatlı uyku haramdır.

Günahlarından şu anda kork kıyamet günü kimseden korkun olmasın.

Gönül sır zindanıdır. Ama bir kere söyledin mi, sır artık zincire girmez.

Yolu takip etmeyen bedbaht süvari, doğru yürüyen yayadan geri kalır.

Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir.

İnsan iyilik ümidi ve kötülük korkusu dolayısıyla aklın gereğini benimser.

Kalbi kırıkların hatırını sor, onları sevindir. Bir gün senin de gönlün incinir.

Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler.

Hedefe, okun gezi elindeyken nişan ol, ok yaydan fırladıktan sonra değil.

Büyük kalarak yaşamanın şartı odur ki her küçüğün kim olduğunu bilesin.

Düşman sözü ağırına gidiyorsa dikkat et de onun ayıpladığı şeyleri yapma.

Çirkin tabiat, adamı cehenneme götürür. Çünkü iyi huy cennetten gelmiştir.

Aşkına sadık olan kimse canına kıyabilendir; yüreksiz adam kendine âşıktır.

Acı yaşamış, acıyı tatmış nice insanlar cennette eteklerini sürüyerek yürürler.

Tahammül sana önce zehir gibi görünür. Fakat tabiatına kök salınca bal kesilir.

Benim için iyi şeyler söyleyen kimse, ancak kusurumu bana açıkça gösterendir.

Hizmeti yeni girenin ipini uzat fakat kesme, sonra bir daha yüzünü göremezsin.

Bir tek kıl ibrişim telinden bile zayıftır. Ama çoğalırsa zincirden bile sağlam olur.

Azametli adam kurum satar; çünkü büyüklüğün yumuşaklıkta olduğunu bilmez.

Bir düşmana üstün geldiğin zaman onu incitme, zaten kendi derdi kendine yeter.

Her kim çirkin huyundan vazgeçerse, cennette sonsuz bahtiyarlıklara ulaşacaktır.

Ateş, ufacık şeyle de alevlenir fakat koca koca ağaçları tutuşturmak mümkündür.

Kurdun kafasını, halkın koyunlarını paraladıktan sonra değil, önce kesmek gerekir.

Muhabbetin seni toprak etmesinden korkma. O mahvettiği takdirde sonsuzlaşırsın.

Emrindekileri bağışlamasını bilmeyenler, bir gün bu insanların affına muhtaç olurlar.

Bir şehri kuşattığın ve yönetimi ele geçirdiğin zaman halka eskisinden daha iyi davran.

Öfke, pusudan askerini saldırttığı zaman, ortada ne insaf kalır, ne takva, ne de din kalır.

Düşmanın derisini yumuşaklıkla yüzebilirsin. Sertlik gösterdin mi, dostun bile sana düşman olur.

Kesme nevanı; içine salsalar da keder. Kırılsa gönül medd ü cezr ile hepsi geçer, hepsi geçer.

Murada ermedim diye düşüne düşüne kalbini yakma, kardeşim. Çünkü her gecenin gündüzü vardır.

Üstü başı temiz fakat ahlakı kirli olan kişinin cehennem kapısını açmak için anahtara ihtiyacı yoktur.

Toprağın altında iken gönlü diri olan bir ölü, gönlü ölü olarak yaşayan bir bilginden daha canlıdır.

Eşeğini düşman, vergisini de sultan alıp gittikten sonra o memleketin tacında, tahtında ikbal kalır mı?

Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.

Eğer, şu arif geçinen adam gerçekten dostunu tanısaydı, düşmanla çekişmeye vakti kalmazdı.

Devri kötü olan bir zalim dünyada kalmayacak, ama onun üzerinde ebedi bir lanet kalacaktır.

Akıl yolu kıvrım üstüne kıvrımlardan başka bir şey değildir ve arifler katında ’tan gayrı bir varlık yoktur.

Hüner sahipleri, cefa gördükleri halde muhabbet gösterirler. Yolunun yiğitleri, bela okuna hedef olanlardır.

Güneşler, aylar ve ülkeler daha çok zaman parlayacaklar ama sen mezar yastığından başını kaldıramayacaksın.

İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın!

Bilgin ne kadar çalışırsa çalışsın, canını ecelden kurtaramaz. Cahil de, ne kadar uygunsuz şeyler yerse yesin, ölmez.

İçin ağlasa da kim duyar seni? Kim anlar dışarıdan olup biteni? Leyla’nın yüzünü görenler bilir: Mecnun’un kalbine batan dikeni!

Büyüklük gösterişle, lafla olmaz; yücelik dava ile kuruntu ile elde edilmez. Tevazu yüceliği arttırır, fakat gurur seni toprağa serer.

Düşman bir kusur bulunca, büyüklerin kalplerini dağlar. Ateş, ufacık şeyle de alevlenir. Fakat koca koca ağaçları tutuşturmak mümkündür.

Ey akıllı kimse, hekim sana acı ilaç gönderdiği zaman hastalıktan korkma. Dost elinden gelen her şeyi iç. Hasta hekimden daha bilgili değildir.

Tek ırmak kenarından sıcak su iç de ekşi suratlının soğuk gül şerbetini içme. Yüzü safra gibi karmakarışık olan bir adamın ekmeğini tatmak haramdır.

Kişi kendinden üstününü aramayı fırsat bilmelidir. Kendin gibisiyle vaktini ziyan edersin. Kendi benzerlerinin izinde ancak kendini beğenmişler yürür.

Nice kuvvetli, nice üstün akıllar vardır ki, aşkın havası onları mağlup etmiştir. Çünkü sevda aklın kulağını büktükten sonra, akıl bir daha baş kaldıramaz.

Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı. Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık.

Asık suratlıdan bir şey isteme, onun kötü huyundan elem duyarsın. Gönlünün gamını anlatacaksan bir kimseye anlat ki, yüzünü görünce ferahlayasın.

Sel heybetle aktığı için yukarıdan aşağı tepesi üstü düşer. Hâlbuki çiğ damlası küçük ve âcizdir; bu sebeple gökyüzü onu muhabbetle alır, ayyuka çıkarır.

Sel heybetle aktığı için yukarıdan aşağı tepesi üstü düşer. Hâlbuki çiğ damlası küçük ve acizdir; bu sebeple gökyüzü onu muhabbetle alır, ayyuk’a çıkarır.

Salih adam dilenirse ancak kendi nefsinden dilenir ve ondan hırsı terk etmesini ister. Çünkü her saat ”ver” diyen bir nefis, sahibini zillet içinde köy köy dolaştırır.

Yüzücülükte yiğit de olsan, elini ayağını ancak çıplakken kullanabilirsin. Şu halde şöhret, namus ve riya hırkasını sırtından çıkarmalısın; elbisesiyle suya batan kimse aciz kalır.

Meydana çıktığı zaman yüz kızartacak olan bir sözü gizlice niçin söylemeli? Velhasıl dünyada kimse kimsenin elinden, dilinden kurtulamaz. Dile düşen için biricik çare sabretmektir.