SAYFA İÇERİĞİ: Sultan II. Abdülhamid Han Sözleri, Sultan II. Abdülhamid Sözleri, Abdülhamid Han Sözleri, Etkileyici Sultan II. Abdülhamid Han Sözleri, Anlamlı Abdülhamid Han Sözleri, Sultan II. Abdülhamid Kısa Sözleri, Sultan II. Abdülhamid En Güzel Sözleri, Abdülhamid Han Sözleri Facebook,
Güzel sözler sitemizde Osmanlı İmparatorluğunun 34. Padişahı Sultan II. Abdülhamid Han sözleri yer almaktadır. Sayfamızda yer alan sözleri sosyal medya hesaplarınızda yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz. Yorum bölümünden bizlere ulaşarak görüş ve önerilerinizi belirtebilirsiniz.
SULTAN II. ABDÜLHAMİD HAN SÖZLERİ
Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor!
Ha kendi evlatlarım, ha millet farkı yoktur.
Ben abdestsiz hiçbir devlet işine imza atmadım.
Millet birbirini kırıp geçireceğine bırakın beni öldürsün.
Bizi yükselten dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır.
Hak arayan varsa hakkını verin, baş kaldıran varsa başını kesin!
Beni evhamlı sanıyorlardı hayır! Ben sadece gafil değildim, o kadar.
İcabı halinde donanmayı kaybetmemek için canımı vermeye hazırım.
Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder.
Filistin’i satın almak isteyen Yahudileri kapımdan kovduğum için Allah’a şükrediyorum.
Allah bu hallere sebep olanları kahhâr ismiyle kahretsin. Şimdi devlet ne hale geldi.
Düşmanın kurtuluş reçetesi öldürmek içindir. Esaretin bir çeşidi de borçlandırmadır.
Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi ben tahtta değilim.
Benim prensibim budur. Ben terakki taraftarıyım. Avrupa’da ne icat olunursa memleketimizde yapılmalıdır.
Ben de bir silah alır, askerle beraber müdafaada bulunurum; ölürsem şehid olurum, ben zaten ölmüş bir adamım…
Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir.
Biz bu sahalardan çekilelim, emin olun ki buralar daimi karışık ve iğtişaş (özü kaybettirilmek istenen) sahalar haline gelecektir.
Biz her şey olabiliriz. Cahil tecrübesiz hatalı bir siyasete kapılmış olabilir ve zararlar da verebiliriz ama Osmanoğulları olarak nasıl vatan haini olabiliriz?
Ben bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!
Ben Bizans İmparatoru Konstantin’den daha az haysiyetli değilim. Biraderim hazretlerine (V. Mehmet Reşat) bağlılığımı arz ediniz. İstanbul’dan çıkmam! Kendisinin de çıkmamasını atalarımızın şerefi adına istirham ederim!
Doğrusunu isterseniz ben Türküm ama Türkçe havalardan ziyade alafranga havalar, operalar hoşuma gider. Çünkü Türkçe minördür. İnsana uyku getirir. Hem de bizim Türkçe dediğimiz makamlar Türkçe değildir. Yunan’dan Acem’den alınmıştır. Türk çalgısı davul zurnadır.
Göreceksiniz yüzbaşım! İttihatçılar, İstanbul üzerine yürüyüşlerinden cesaret alarak bu devleti birtakım kötü serüvenlere sürükleyecekler, belki de Turancılık gayretiyle veya İslamcılık siyasetiyle korkarım ki hem Çarlık Rusya’sı, hem de Büyük Britanya İmparatorluğu ile aynı zamanda savaşa sokacaklardır.
33 sene devletim ve milletim için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah, bunu muhakeme edecek ise Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl bulduysam öyle teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Allah’ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki düşmanlarım bütün hizmetime kara çarşaf örmek istediler ve muvaffak da oldular.
Biz İstanbul’u Rumlardan zapt ettik. Fetih günü onlar matem tutmak isterler. Biz tezahürde bulunursak onların hissiyatını rencide ederiz. Benim zamanımda bir kere İstanbul’un fethi günü merasim yapmak istediler. Ben bu hissiyat noktasını nazara alarak müsaade etmedim. www.incesoz.com Bunlar hikmet-i hükümettir. Çünkü hükümet tebaasının hepsinin hissiyatını da rencide etmemeye çalışmalıdır.